Kırmızı, kahve, siyah ve beyaz tonlarındaki ekoseli kumaş
deseni, ilk kez kullanıldığı 1920’li yıllardan beri İngiliz kökenli giyim
markası Burberry’nin imzası olarak tanınıyor. Gabardin kumaş ve trençkot ile
döneminin ötesinde işlere imza atan moda evi, günümüzde lüks giyim ve parfüm pazarlarının en
önemli aktörlerinden biri konumunda. Burberry’nin imzası olarak tescillenen
ekose desen, yıllardır en çok taklit edilen ve benzeri yapılan kumaş olunca,
işletme gelirinin hatırı sayılır bir kısmı da marka ihlali için yaklaşık 8
milyon dolar talep edilen tazminat davalarından geliyor. Peki bu kadar taklit
edilen Burberry, hiç taklit etti mi? Parfüm dünyası için konuşursak henüz
değil. Yani kısmen…
Burberry, 90’lı yıllardan bugüne parfüm pazarının en büyük
oyuncuları arasında yer alıyor. Ana Akım Parfüm Raporları’nda sıkça bahsettiğim
marka, 2017’de tanıttığı Bespoke koleksiyonu ile niş parfüm pazarına da girmiş durumda. Burberry'nin başparfümörlüğünü yapan Francis Kurkdjian, Bespoke Koleksiyonu’nun da arkasındaki isim. Koleksiyonda yer alan parfümler, birden fazla konsantrasyonda
bulunabiliyor. Böylece ısmarlama anlamına gelen “Bespoke” koleksiyonunda yer
alan ürünler, kişiye özel olmasa da kişiye özel sayılabilecek
konsantrasyonlarda satın alınabiliyor. Francis Kurkdjian durumu şöyle anlatmış;
‘Her bir kokunun konsantrasyonu, müşterilere mümkün olan en iyi karışımı sunmak
için özenle seçilmiştir. Bu da aynı
kokuyla hikayenin farklı versiyonlarını anlatmamızı sağlamıştır.’ Amber Heath,
Antique Oak ile birlikte Bespoke koleksiyonunda en çok dikkatimi çeken kompozisyon.
Giriş kısmına dönecek olursak, yazının konusu olan Amber
Heath kopya ya da esinlenme değil. Francis Kurkdjian’ın başarı yakaladığı bir
formül üzerinde değişikliğe giderek yaratılan bir başka başarılı kompozisyon. Maison Francis Kurkdjian - Grand Soir Bespoke Creation for Burbbery diyelim ;)
fotoğraf: instagram.com/gurmekokular
Amber Heath, aselbent reçinesi ve tolu ile balzamik bir
açılış yapıyor. Yoğun açılışın ardından amber ve yine balzamik notaların
köşelerini yumuşattığı paçuli, parfümün karakterini oluşturuyor. Parfümün ilk
birkaç dakikası vurulmak için yeterli. Sitede bu ifadeyi kaç
kez kullandım bilmiyorum ama yine ustalığını konuşturmuş Francis. Amber Heath, London’dan
beri beni en çok etkileyen Burberry parfümü!
Sıcak açılış sonrası paçuli nispeten geri çekilirken vanilya
ve tonka fasülyesi, Amber Heath’e kadifemsi bir hissiyat veriyor. Bu iki notanın
birlikteliği korkutmasın, zira parfümün tatlılığı tam da olması gerektiği gibi.
Ortalardan sonra pek değişim göstermeyen Amber Heath, hafifçe hissedilen
vanilya, amber ve paçuli kombinasyonuyla tenden ayrılıyor.
Tescilli Burberry Deseni
Gelelim parfümün selefi Grand Soir ile Amber Heath
ilişkisine. Çok sevdiğim Grand Soir, bazı kullanıcılara göre hem vanilya hem de tonka
fasulyesinin etkisi ile fazla tatlı gelirken Amber Heath, rafine bir dokunuşla
dengeyi her daim hissettiriyor. Ancak Amber Heath de tıpkı Grand Soir gibi tekdüze yapıda ilerleyen bir kompozisyon. İki parfüm her ne kadar zaman zaman
birbirlerini andırsalar da amber sevenler için her ikisi de koleksiyonda
kendine yer bulabilecek kadar özellikli tasarımlar.
Her iki cinsiyetin kullanımı için uygun olan Amber Heath'in %10’luk konsantrasyon için konuşursam, parfümün fark
edilirlik ve kalıcılık değerleri oldukça yüksek. Konsantrasyon konusunda
bilinenin aksine her zaman ne kadar çok o kadar iyi hadisesi geçerli olmamakla
birlikte %30 ve %49.5’luk konsantrasyonlarını da ciddi merak ediyorum.
Grand Soir yazımda “Kadifemsi amber ve vanilya ile kapanış
yapan Grand Soir, amber tabanlı sıcak parfüm tayfanın en tepesine oynayacak
kadar güçlü bir oyuncu. Serge Lutens -
Ambre Sultan, Tom Ford - Amber Absolute,
Histoires de Parfums- Ambre 114 ve Annick Goutal - Ambre Fétiche gibi
referans amberlere rakip olacak kadar nitelikli bir parfüm.” İfadesini
kullanmıştım. Amber Heath de referans amber liginde, selefine benzeyen ancak
dahiyane paçuli kullanımı ile farklılaşan, şahane bir tasarım.