11 Eylül 2018 Salı

Maison Francis Kurkdjian - Baccarat Rouge 540 EdP

Hobilerde zaman ve tecrübe ile pozitif korelasyonu olan bir gelişim eğrisinden söz edilebilir. Tecrübe kazanıldıkça yargı kriterleri geliştiği gibi zamanla zevkler de değişebiliyor.  Bu nedenle hangi hobi söz konusu olursa olsun, ilgili dünyaya dair deneyimlenen varlıkların belirli aralıklarla yeniden ziyaret edilmesi gerektiğini düşünürüm. Zira alınan haz; zamana, mekana, tecrübeye ve hatta duygu durumuna göre büyük değişiklikler gösterebiliyor.


Sitede bir hayli Maison Francis Kurkdjian yazısı olduğu için markanın geçmişinden bahsetmek yerine kendi Baccarat Rouge 540 hikâyemi anlatmak istedim. Parfümü 2015 yılında denemiş ve kendime yakın bulmamıştım. Yalnızca "farklı" diyip geçmiştim… Zaman geçtikçe parfümü başkalarının üzerinde duymaya başladım. “Hmm fena gelmiyor aslında” şeklinde değişmeye başlayan düşüncem, parfüm karşıma çıktıkça beğeniye, beğeni de zamanla hayranlığa dönüştü. Kafede burnuma geliyor, alışveriş yaparken bile karşıma çıkıyordu… Çarpışsak elimizdekilerin yere düşüp göz göze geleceğimiz kıvamdaydık artık. Denemeler sırasındaki birkaç saatlik beraberlik de yetmemeye başlamıştı... Sonunda dayanamadım ve Panora’ya gidip Kürşat’tan usulünce istedim parfümü. Sağ olsun kur farkını yansıtmamıştı henüz… TL cinsinden başlık parasıyla helalleştik.

Baccarat Rouge 540 açıldığında yoğun bir tıbbi kimyasal hissiyat sarıyor etrafı. Açıklanan resmi notalardaki yasemin ve safranla alakası olmayan bir açılış bu… Jean-Claude Ellena ile birlikte notaların genleriyle oynamada sihirbaz olan Francis, küçük bir oyun oynamış! Medikal açılışın hemen sonrasında Baccarat, odunlarla desteklenmiş, reçinemsi safrana dönüşüyor. Hafiften tatlı, olabildiğince derin...


Parfümlerde çoğunlukla açılış, ortalar ve dipler olmak üzere her üç fazda yoğun olarak hissedilen notalardan ve bana hissettirdiklerinden bahsederim. Baccarat Rouge 540’ta böyle bir ayrım yapmayacağım. Açıldığı gibi devam eden, zaman içinde farklı şeyler anlatmayan düz bir kompozisyon yaratmış Francis Kurkdjian. Dolayısıyla Baccarat, sev ya da nefret et tarzında ilerleyen parfüm. Zaman içinde yalnızca ehlileşiyor. Sonlara yaklaşıldığında da sihrinin arkasındaki aktörlerin ambergris ve ambroxan olduğu anlaşılıyor.

Özgünlük, Baccarat Rouge 540’ın hak ettiği en önemli sıfat. Ortamlarda sıklıkla karşılaşılan “bu muymuş bu kadar övülen?” ya da “bir şeye benzetemedim” tarzındaki ifadelerinin nedeni de genellikle bireylerin koku hafızalarında Baccarat ile referans olarak örtüşen bir koku olmaması. Francis'in ustalık eseri, beklentileri yükseltirken farklılığıyla şok etkisi yaratıyor.


İsmini el yapımı Fransız Baccarat kristalinden alan Baccarat Rouge 540, Francis Kurkdjian’ın imzası niteliğindeki transparan yapıda ilerleyen, her iki cinsiyetin de rahatlıkla kullanabileceği, hafiften feminen tarafa göz kırpan bir başyapıt. Kullanıcının hoşuna gitmese bile, parfüm etraftan olumlu geri dönüşler topluyor. Ancak uzun sureli kullanımda sıkıcı olabilecek kadar tekdüze yapıda olduğu için farklı parfümlerle rotasyonda kullanmak daha uygun olacaktır.

Baccarat Rouge 540 EdP, parfümlerin zamanla değişip hikayeler anlatmasını seven derinlemesine niş parfüm meraklılarının beklentilerini karşılayabilecek bir kompozisyon değil. Dikkat çekip iltifat toplamak isteyenler içinse doğru adres. Performans konusunda özgünlüğü elden bırakmayan Baccarat, bulunduğu odayı doldururken projeksiyon konusunda atom bombası gibi bağıran rakiplerinden daha çekingen davranıyor. Hem oda doldursun hem bağırıp çağırsın isteyenler için de Extrait konsantrasyonunu (farklı bir ürün) yaptım diyor Francis.

Özgünlük, dengeli yapı ve yüksek performans kelimelerinin birleşiminin benim kitabımdaki karşılığı “başyapıt”. İster hype (abartı işte) densin ister pazarlama, Baccarat Rouge 540 günümüzde hakkında en çok konuşulan ve buna bağlı olarak en çok satılan niş parfümlerinin başında geliyor. Şeyma bile bunu kullanıyormuş, daha ne olsun!
© Gurme Kokular - Niş Parfüm Yorumları / Röportajlar / İzlenimler
Maira Gall