28 Aralık 2017 Perşembe

Creed - Viking



Dünyada hiçbir koku kalmayacağından endişeleniyorum ve bir gemi yapmam lazım. Ormandan, denizden ve dağlardan toplayabildiğiniz kadar koku getirin bana. Yolculuğa çıkarken denizaşırı yol alabilen güçlü savaşçıları istiyorum yanımda. İskandinav korsanlarını diriltin!


Konu Creed’in yeni parfümü olunca ne kadar abartılı bir giriş yaparsam yapayım, ortamlardaki etkinin üzerine çıkabileceğimi sanmıyorum. Sektör devi Creed, birkaç yıl önce bahsettiğim gibi ürün geliştirmeden dağıtıma, niş parfüm dünyasında pazarlama süreçlerine yön veren parfüm evi konumunda. Hal böyle olunca markanın neredeyse dört yılda bir (Royal Mayfair, Windsor’un yeniden yorumlanması olduğu için saymıyorum) pazara sunduğu erkek parfümleri (Creed, parfümleri cinsiyete göre ayıran nadir niş parfüm evlerinden) deyim yerindeyse bomba etkisi yaratıyor. Kendinden önce namı gelir misali, Creed’in yeni parfümü Viking için henüz denememiş olanların bile bir fikri var. Bu tutumu tıpkı politik bir lidere karşı duyulan tutku ya da nefrete benzetiyorum.   

Enerji dolu pembe biber ve bergamot ile açılıyor Viking. Üst notalarda insanın aklını başından alan alışılagelmiş Creed tarzı bu işte! Yoksa Creed sadece reklam, tanıtım veya sunum hariç kokunun içeriğinde de mi pazarlamayı kullanıyor? Yok yok o kadar uzun boylu değil. Birkaç sihirli sentetik işte ;)

Bergamotun doğası gereği geriye çekilmesiyle nane hissedilmeye başlıyor. Tatlı biberle birlikte nane, dip notalara kadar Viking gemisinin küreklerinde görev yapıyor. Lavantanın da yardımıyla modern fujer janrının kapısını aralayan Viking, kompleks harmanı ile tek mevsimlik bir kokudan fazlasını sunmakta. Zaman zaman karanfil ve tarçın, zaman zaman kakuleye benzer baharatlar ve sandal ağacı, Olivier Creed’in son tasarımını dengeli ve ilgi çekici bir hale getiriyor. 


Markanın imzası haline gelen sentetiklerden mi yoksa pembe biber ve nane kombinasyonundan mı bilinmez, Viking yalnızca güvertedeki korsanların topladıklarını değil, yolculuğun geçtiği denizden de sucul esintiler içeriyor.

Viking, tıpkı Silver Mountain Water ve Millesime Imperial’de kullanılan metalik hissiyata sahip Ambroxan bazı ve mucizevi şekilde hala kendini hissettiren biberle açık sularda gözden kayboluyor. Designer tayfadan uzaktan akraba yine bol ambroxan içeren ve metalik hissiyatlı Bleu de Chanel iken ortalarda bir ara Tommy Hilfiger mağazalarındaki ortam kokusuna benzetiyorum Viking'i.

Bir buçuk, iki saat süresince fark edilirliği yüksek olan Viking, bu sürenin sonunda neredeyse tene yapışık ilerliyor. Dolayısıyla günlük kullanımda en az birkaç kez tazeleme isteyen parfüm, içeriğindeki yüksek miktarda Ambroxan’a rağmen güçlü bir performans sunamıyor. Soğuk kış ayları hariç tüm mevsimlere uyum sağladığını düşündüğüm Viking, zaman ve mekan seçmeden güvenle kullanılabilecek bir joker eleman.

fotoğraf: instagram.com/gurmekokular

Creed’in pazarlama dehasını bir kenara bırakırsak Viking tasarım olarak çığır açan bir başyapıt değil. Yeni bir Aventus hiç değil! Yalın haliyle dengeli harmana sahip modern bir fujer… Bu bağlamda parfümü büyük umutlarla denemek hayal kırıklığı yaratabilir. Markanın neredeyse tüm parfümleri gibi risksiz ve genel beğeniye hitap ederek iltifat toplayacak hoş bir parfüm beklentisi, hayaller ve hayatların birleştiği nokta olacaktır.
© Gurme Kokular - Niş Parfüm Yorumları / Röportajlar / İzlenimler
Maira Gall