Koca bir yıl ne
kadar da çabuk geride kalıyor değil mi? Sanki 2014 yılı derlemelerini yayınlamamın
üzerinden henüz birkaç ay geçmiş gibi geliyor. Belki de nedeni 2015 yılında
fazla yazamayışımdır. Yıl boyunca yazmak istedim, vaktim olmadı, vaktim oldu,
yazmak istemedim… Neyse ki parfümlerin büyülü dünyasından ayrı kalmadım. Her
zaman olduğu gibi yeni çıkan parfümleri denemek için yine dünyanın farklı
uçlarından posta yolu gözledim, olmadı kendim gittim.
Kokunun bilişsel
kalkanları aşıp doğrudan duygularımıza hitap ettiği düşüncesiyle bu uçsuz
bucaksız dünyayı görsellikte de desteklemek istedim, Gurme Kokular adına bir
Instagram hesabı açtım. Kendimi eğlendiriyorum işte… Etrafta parfüm şişeleriyle
fotoğraf çeken birini görürseniz selamlaşalım.
instagram.com/gurmekokular
Mart ayında
Milano’da düzenlenen Esxence 2015 fuarına katıldım. İşin mutfağına biraz daha
yakından tanık olup parfümle dolu dört gün geçirdim. İletişimde olduğum değerli
dostlarımın yanında birçok yeni insanla da tanıştım. ÇaFleureBon editörü Michelyn
ile rast gelmemizin ardından düşüncelerimi global boyutta paylaşma fikrine
sıcak bakıp, ara sıra İngilizce yazmaya başladım. Hatta bu rapora benzer bir
listeyi de ÇaFleureBon için oluşturdum.
Ülkemiz adına gurur
verici birçok gelişme yaşandı 2015 yılında. En önemlisi, Nishane iyiden iyiye
Avrupa’da ve uzak kıtalarda yaşayan parfüm severlerin beğenisine çıktı. Marka,
2015 yılı değerlendirme listelerinin birçoğunda da kendisine yer bulmuş durumda.
Sevgili Ömer İpekçi, yıllardır üzerinde çalıştığı parfümlerini “Pekji” adı altında bizlerle buluşturdu. Oldukça nitelikli tasarımlar barındıran koleksiyon, indie tarza meraklı tayfa arasında şimdiden konuşulmaya başladı. Parfüm pazarında niş markalarımızın sayısı artarken “eau de cologne” konsantrasyonunda da bizi gururla temsil edebilecek potansiyele sahip “Hierapolis Kolonya”, ilk tasarımlarını görücüye çıkardı. Üstadımız Vedat Ozan ise Kokular Kitabı’nın ikinci cildi olan “Parfümler” ile markalar ve tarihçeleriyle bizleri aydınlatmaya devam ediyor.
Sevgili Ömer İpekçi, yıllardır üzerinde çalıştığı parfümlerini “Pekji” adı altında bizlerle buluşturdu. Oldukça nitelikli tasarımlar barındıran koleksiyon, indie tarza meraklı tayfa arasında şimdiden konuşulmaya başladı. Parfüm pazarında niş markalarımızın sayısı artarken “eau de cologne” konsantrasyonunda da bizi gururla temsil edebilecek potansiyele sahip “Hierapolis Kolonya”, ilk tasarımlarını görücüye çıkardı. Üstadımız Vedat Ozan ise Kokular Kitabı’nın ikinci cildi olan “Parfümler” ile markalar ve tarihçeleriyle bizleri aydınlatmaya devam ediyor.
Çerçeveye bütün
olarak baktığımda 2015 yılını hem felsefe hem de tasarım açısından “parfümde
füzyon” yılı olarak değerlendiriyorum. Nedeni ise niş parfüm evlerinin ana akım
markalar gibi hareket etmesi, ana akım parfüm evlerinin ise niş markalara
özenmesi. Niş parfüm evleri fabrika gibi parfüm üretmeye, başarı yakalamış
parfümlerin tasarımlarını kopyalamaya ve yeni pazarlara girebilmek adına
türlü türlü tavizler vermeye başladı/devam etti. Böylece son yıllarda ciddi darbeler
alan “niş” felsefe de iyiden iyiye sarsılmış oldu. Geçtiğimiz yıl
bahsettiğim, pazardaki orantısız büyüme de bu yıl maalesef artarak devam etti.
Markalar açısından ürün hattı genişlemeleri bir yana dursun, yan proje
markalarının sayısı çoğaldı. Ana akım parfüm markalarının git gide niş
parfüm evlerinin tarzlarına yönelmeye başlamasıyla işler iyice karmaşık bir hal aldı.
Aedes de Venustas - New York
Departman mağaza tarafında ise raflarda her gün yeni bir marka görür hale geldik. Dolayısıyla hem bizler hem de satış danışmanları daha hızlı birer tüketici oldular. Birçok marka ya da tasarım, hengâmede kaynayıp giderken, markalar hakkındaki algımız satış danışmanının zevki ile kısıtlı kaldı. Markaların kendi aralarındaki rekabet yetmiyormuş gibi bir de farklı distribütörlere bağlı çalışan satış danışmanlarının arasındaki rekabetle “özel bir alışverişe” çıkmış parfüm müşterisi, kimi mağazalar için sadece “prim” ifade eder oldu.
Geçen yıl da yazdığım gibi, elbette her yeni çıkan parfümü deneyemedim ve denediklerimin bir bölümü de “ilk izlenimin” ötesine geçemedi. Bazılarını çok sevdim, bazılarını ise hiç sevmedim. Birkaç parfüm aklımı başımdan alırken birçoğu da hiçbir şey hissettirmedi… Mesela ABD’li indie parfüm üreticilerini bu yıl etraflıca deneyemedim. Zira aramızda okyanuslar ve daha da önemlisi seçici geçirgen gümrük mevzuatımız var.
Kullandığım kısaltma
ve terimler;
(K): Kadın
kullanımı için pazarlanan parfüm
(E): Erkek
kullanımı için pazarlanan parfüm
(U): Her iki
cinsiyetin kullanımına yönelik pazarlanan parfüm
Flanker:
Ticari başarı yakalayan parfümün içeriğine belli bir oranda sadık kalınarak ya
da tamamen değiştirilerek yeni bir parfüm yaratılması ve isminin başına ya da
sonuna genellikle “intense”, “sport”, “l’eau” ya da “fresh” gibi kelimeler
eklenerek piyasaya sürülmesine verilen isim.
Jenerik:
İngilizce karşılığı “generic” olan, sıradan ve özelliksiz anlamına gelen sıfat.
Gourmand:
Yiyeceği andıran tatlı parfüm.
Indie House:
Nispeten düşük bütçeli, üretim miktarı ve dağıtım ağı sınırlı butik parfüm evi.
Not: Markalar
alfabetik olarak sıralanmıştır.
Acqua di Parma,
Colonia Club (U) ve Colonia
Ambra (E) ile bir klasik çizgisinde bir
de geçtiğimiz yıllarda merak sardığı (duygusal hadiseler) yeni tarzında parfüm
ile 2015 yılını tamamladı. Ne yalan söyleyeyim, eskisi kadar cezbetmiyor beni
AdP. İtalyan tarzını en iyi örnekleriyle yansıtan kalelerden biri çoktan düştü…
Aedes de Venustas – New York menşeili parfüm evi, kreatif direktörlük dersi vererek ünlü
parfümörlere özgün işler yaptırmakta kararlı. Bir yılda 9 parfüm evi için 18
farklı parfüm tasarlayan Alberto Morrillas’ın 2015 yılındaki en özgün tasarımı Palissandre
d`Or (U) oldu. Derin ve odunsu
yapısıyla 2015 yılının en iyileri arasında yer alıyor yeni Aedes de Venustas
parfümü.
Amouage – İlk günkü heyecanımı hiçbir zaman kaybetmediğim markaların başında Amouage geliyor. Bu yıl da miskli, derili zor bir yasemin parfümü olan Opus IX (U)’u Library Collection’a ekleyen marka yüzümü kara çıkarmadı. Üç büyüklerin aynı yıl içerisinde hayvansal notalarla desteklenen yasemin parfümü tasarlaması tesadüf müdür bilemiyorum ama Opus IX, tarzın en özel örneği.
Arquiste – Zorlama bir parfüm evi olduğunu düşündüğüm Arquiste, bu yıl da Nanban (U) ile geçtiğimiz yılların pazar araştırması niteliğinde karma bir tasarıma imza attı. Ha gayret, az daha zorlasalar tarzları oturacak.
Atelier Cologne – Geçtiğimiz yılın raporunda marka için “Üst notalarda etkile,
sonrasını salla gitsin” mantığında demiştim. Bunun üzerine bir de Tuscan Leather (U)
coverlayan markalar arasında yerini alıp parfümün adını da Oud Saphir (U) koydu
Atelier Cologne. Bu hamlenin ardından markanın yıl içinde çıkan diğer parfümlerini
deneme zahmetine girmedim.
Atkinsons – 2013 yılında yeniden doğan ve tasarımlarıyla umut vadeden marka; Maurice Roucel imzalı Amber Empire (U), naif bir menekşe parfümü olan Love in Idleness (K) ve eski kafa tarzın modern yorumu olan The Excelsior Bouquet (U) ile yoluna emin adımlarla devam ediyor. Atkinsons bu yıl da sınırı zorlayamadı ancak ilerleyen zaman için markadan beklentim yüksek.
Bogue –
Geçtiğimiz yılın en özgün tasarımlarından birine imza atan Antonio Gardoni, son
parfümü O/E (U) ile izlediği yoldan ayrılmayarak 2015 yılında da adından söz
ettirmeyi başardı. Marka umarım uzun yıllar aynı felsefede ve aynı kalitede
devam eder de en sevdiğim parfüm evlerinden biri olarak yerini daimi kılar.
MAAI sevildiyse O/E, serinin ilk kitabı niteliğinde.
Bond No. 9 –
Çift yıllarda boşluk dolduran cinsten sıradan parfümlerle haşır neşir olan
Bond, tek yıllardaki (yok öyle bir sıralama)
geleneğini bozmadı ve yılın en başarılı markalarından biri oldu benim
gözümde. Çiçekleri zor notalarla harmanlama konusunda 2015 yılında olfaktif bir
anlaşma imzalayan Amouage, Serge Lutens ve Bond No.9 taraflarından Bond, alışması
biraz zaman alan, alışınca da iyiden iyiye çekici gelen gardenya ve misk
parfümü B9 (U) ile yılın açılışını yaptı. Ardından her haliyle pazarlama
hamlesi kokan Dubai Koleksiyonu ile beklentiler düşüşe geçmişken, Dubai Ruby (U)
gibi New York Amber ve New York Patchouli tarzında bir bombaya imza attı. Yine Dubai koleksiyonunda yer alan Dubai
Indigo (U) ise çiçek – meyve kombinasyonlarının başarılı örneklerinden biri.
Byredo – 2015 yılında 3 yeni parfüm tanıtmasına rağmen maalesef markanın hiçbir parfümüne denk gelemedim. Üstelik Oliver Peoples (U) ve Rose Of No Man`s Land (U) isimleriyle bu kadar ümit verirken… Bu da benim ayıbım olsun.
Carolina Herrera, rakiplerinden geri kalmayarak Herrera Confidential isimli koleksiyonunu
görücüye çıkardı. Umarım markanın genel çizgisinden ayrı, gerçekten niş parfüm
tarzını yansıtan bir seri ile karşılaşırız.
Clive Christian, hali hazırda markanın en pahalı parfümü olan No1’in erkek versiyonunu, orjinalinden daha derin ve daha zengin diyerek sadece 10 adet üretti. Geçtiğimiz yıl markanın sadece “zengin parfümü” diye konumlandırılmasından korkuyordum, bu son hamleyle korktuğum gerçek oldu.
Comme des Garçons – Ülkede resmi dağıtıcısı olmasına rağmen dağıtım sürecinin oldukça yavaş işlediği
bir marka haline geldi Comme des Garçons. Çok merak etmeme rağmen Dot (U) ve
Floriental (U)’i henüz deneyebilmiş değilim. Laf aramızda, Floriental’den ciddi
umutluyum!
Creed, bu yıl
Royal Mayfair (U) ile sevenlerini selamladı. Amma velakin koku bir yerlerden
tanıdık… Bu değil miydi birkaç yıl önce peşine düşüp uğruna servet döktüğümüz
Windsor? Evet o! Royal Mayfair, 2009 yılında piyasaya sürdüğü (1936 hadisesine pek de inanmıyorum) Windsor’un biraz daha yumuşatılmış hali. Gin
destekli okaliptüs ve gül parfümü... Sessiz sedasız cepten yedi Creed.
David Jourquin – Niş parfüm dünyasına hızlı bir giriş yapan deri temalı parfüm evi David Jourquin bu yıl Cuir Caraibes(U) ve Cuir Solaire(U)’ı tanıttı. Ne yazık ki serinin geri kalanı kadar etkilemedi beni bu iki parfüm. Bakalım marka bu "deri" hadisesini ne kadar devam ettirebilecek?
Dior – Köklü
parfüm evi Dior, niş pazarladığı La Collection Privée koleksiyonuna Francois Demachy imzalı yenilesi parfüm Fève
Délicieuse’u ekledi. Gourmand sevenler
beri gelsin… Aşure kadar karışık, sufle kadar kıvamlı desem? Yılın en iyi tasarımlarından biri Fève Délicieuse!
Diptyque – Neredeyse bir sen kalmıştın gül destekli oud parfümü yapmayan Diptyque. Niye bozdun ki kendini? Üstelik Oud Palao (U) adını verdiğin parfümü üst komşun olan Dior, Oud Ispahan ismiyle birkaç yıl önce piyasaya sürmüştü…
Dolce & Gabbana, iyiden iyiye niş pazara merak sardı bu yıl. David
Jourquin cuir'e, D&G'da velvet'e takmış durumda... İsimleri oldukça başarısız olsa
da hafiften piyasa işi (gececi tayfa) olan Velvet Exotic Leather (U) de Velvet
Mimosa Bloom (K) da fena parfümler
değil.
Eau D`Italie
– Hak ettiği değeri görmediğine inandığım markalardan biri olan Eau D’Italie bu
yıl Morn to Dusk (U)’ı görücüye
çıkardı. Ne yazık ki henüz deneyemedim ama yeni parfüm, merak edilenler
listemin başlarında yer alıyor.
Ephemera –
Yılın markalarından biri de yılın işbirliği olayı da Ephemera! Geza Schoen desteğini
arkasına alıp elektronik müzik tabanlı parfüm yapan markanın üç tasarımı da
birbirinden güzel, birbirinden özgün. Hele ki i Bass (U), ilk denemede aklımı başımdan
alan nadir parfümlerden.
Ermenegildo Zegna, Acqua di Parma’nın tahtına göz dikmiş olacak, yeni bergamot
parfümü daha ekledi referansları arasına. Acqua di Bergamotto (E) son derece doğal, son derece başarılı! Mediterranean
Neroli (E) ise turunçgil konusunda elini korkak alıştırmayan markanın yeni portakal
çiçeği parfümü. Referans sayılabilecek, örneklerinin en iyileri arasında yer
alıyor Mediterranean Neroli.
Etat Libre d`Orange – Fuarlardaki ihtişamlı standlar beni pek etkilemiyor. Oysa ne vardı deneseydim
isimleriyle ilgi çeken Remarkable People (U) ve True Lust Rayon Violet De Ses Yeux (U) isimli tasarımları…
Eutopie – Parfüm endüstrisinin önemli isimlerinden Elodie Pollet yönetimindeki niş parfüm evi Eutopie, 2015 yılında koleksiyonuna Paris Gardens ismini verdiği 7, 8 ve 9 numaraları ekledi. Özellikle No 8 (U), bahar aylarını daha keyifli hale getirecek bol yeşillikli, özgün bir neroli tasarımı.
Floris – 2014 yılında çıkan oud serisi markayı sarmamış olacak ki bu yıl özüne dönen Floris, geleneksel tıraş tayfasının ilgisini çelecek Bergamotto Positano (U) ve Jermyn Street (E) ile yola devam etti. Marka Penhaligon's benzeri ciddi bir atılım yapmazsa önümüzdeki yıllarda işi çok zor.
Franck Boclet,
bu yıl tanıştığım, dikkat çeken tasarımları olan bir marka. Özellikle Absinthe (U) ve zencefil ve odunsu notalarla
desteklenmiş şahane bir tonka fasülyesi parfümü olan Tonka (E), markanın bu yıl tanıttığı dikkat
çeken parfümler arasında yer alıyor.
Frapin – Sanırım bu yıl deneyemediğime en çok üzüldüğüm parfüm The Orchid Man (U). Notalarında meşe yosunu, amber ve yasemin olan bir parfüm nasıl olur da Creed - Aventus’a benzer, ciddi merak içindeyim!
2015 Yılı Niş Parfüm Raporu - Bölüm 2
Hiç yorum yok
Yorum Gönder