Binlerce parfümün yer aldığı, onlarca lansmanın yapıldığı fuarda
en çarpıcı parfümlerden ikisinin aynı parfümör tarafından yapılmış olması
tesadüf olabilir mi? Peki, iki parfüm de tamamen farklı tarzda ve özgün
tasarımlar desem, parfümörün yeteneğini daha açık anlatabilmiş olur muyum?
Hindistan kültürü ile modern Fransız parfüm anlayışını
birleştiriyor Neela Vermeire. Tasarımlarının tamamını niş parfüm dünyasına yön
veren isim Bertrand Duchaufour ile gerçekleştiren Neela, kültürel değerlerini
tasarımlarına yansıtabilen özgün bir sanatçı. Onlarca marka ile çalışan
Bertrand’ın Neela ile frekansları öylesine güzel örtüşmüş ki ortaya niş parfüm
dünyasının en özgün markalarından biri çıkmış.
Geçtiğimiz ay Milano’da gerçekleşen Esxence’de lansmanı
yapılan Pichola’nın ismi Hindistan’ın Udaipur kentindeki Pichola Gölü’nden geliyor. Daha doğrusu Neela’nın iki yıl önce Udiapur’da davetli olduğu bir düğün
töreninden alıyor ilhamını bu ihtişamlı parfüm. Rahatlıkla "ihtişamlı" diyorum çünkü parfümü ilk denediğim an ve
Neela’nın yüzüne şaşkın şaşkın baktığım an hala gözümün önünde!
Baharatlar, meyveler, çiçekler… Parfüm dünyasında yer alan
bütün ana türlere ratlamak mümkün Pichola'nın açılışında. Notaların hepsi birbirini
tamamlıyor… Biri bile olmasa, harman eksik kalırmış gibi hissettiriyor. İlk şok
atlatıldığında portakal çiçeği, manolya ve tarçın, bu zengin parfümün
başlangıcında iz bırakan notalar olarak kalıyor.
Neela’nın tasarımları Hindistan hakkında o kadar
çok şey anlatıyor ki bana, sanki oralarda uzun süre vakit geçirmişim de her
yeni Neela Vermeire parfümüyle anılarımı tazeliyor gibiyim. Pichola’yı her
kullandığımda güneşin batmakta olduğu saatlerden geceye kadar olan zaman
dilimini düşünüyorum. Turunçgillerin kokusu hala burnuma gelirken çiçekleri,
baharatları ve odunsu notaları çekiyorum içime derin derin…
Pichola Gölü
Bertrand Duchaufour’un eşsiz tasarımında ortalara doğru
ilerledikçe sümbülteber ve ylang ylang hissedilmeye başlıyor. Kullanıldığı
harmanda ortalığı alt üst eden, dominant nota sümbülteber, Pichola’da ahengi
bozmadan feminen bir dokunuş yapıyor sadece. Oryantal tarzı olan, gizemini çözemediğim
bir kadın geliyor aklıma. Biraz daha tanımama izin verse kendini, neden bu kadar etkilendiğimi anlayacağım... Belki de hala çözemediğim için bu kadar etkileniyorum.
Kremamsı, baştan çıkarıcı bir havası var Pichola’nın. Sandal
ağacı bu kremamsı hissiyatın mimarı pozisyonunda göreve başlıyor saatler sonra.
Usta parfümör Bertrand Duchaufour öyle çok yönlü bir hava kazandırmış ki
Pichola’ya, parfümün her fazında hissedilen temel bir nota olmasına rağmen
harmandaki diğer oyunculardan rol çalınmıyor.
Pichola beni iyi hissettiren parfümler arasında kısa sürede
yerini almış durumda. Sonlara doğru portakal çiçeği halen net olarak
hissedilirken sandal ağacı ve aselbent reçinesi koyu bir katman halinde belli
ediyor kendini. En belirgin notaları sümbülteber, portakal çiçeği ve sandal
ağacı olan parfüm, Avrupa'da yazılan bir orta doğu masalı tarzında naif bir kapanış yapıyor günün
sonunda.
Başlarda oldukça güçlü olan Pichola ilk saatin sonunda
oldukça çekingen hale gelse de parfüm gün boyu kendini hissettiriyor. Öyle
etraftakileri büyüleyeyim, herkes benden etkilensin tarzında değil, kullananın
deneyimleyeceği eşsiz bir yolculuk olarak gelişim sürdürüyor parfüm.
Parfüm endüstrisindeki en başarılı işbirliklerini düşünecek
olursam Neela Vermeire ve Bertrand Duchaufour ikilisi ilk sıralarda yer
alacaktır. Hâlihazırda üstün yeteneklere sahip Bertrand, Neela’nın geleneksel
yaklaşımın etkisiyle Neela Vermeire Creations çatısı altında harikalar
yaratıyor. Farklı olmak için türlü türlü pazarlama numaraları yapan “sözde niş
parfüm evleri” birbirini kopyalayadursun, birbirinden özgün tasarımlarıyla
Neela Vermeire niş parfüme meraklı tayfanın gönlünde çoktan kendine özel bir
yer edindi bile.
Neela Hanıma sorsaydınız keşke Türkiye'de ne zaman parfümlerini satmaya başlayacağını,Pichola hayal gibi,denemek çok isterdim doğrusu.
YanıtlaSil