Parfüm dünyasının dahi çocuğu
kim diye sorsalar hiç düşünmeden Geza Schoen derim. Klasik parfüm anlayışını
yerle bir eden, kimilerinin “parfüm” olarak kabul etmediği tasarımlar yapan,
bana göre ise başyapıtlara imza atan bir büyücü Geza. Büyücü diyorum çünkü
parfümleri sihirli!
Sanal ortamdaki Escentric
Molecules konu başlıklarında tartışmalar devam ederken tüm merak ettiklerimin
cevabını birinci ağızdan öğrenmek istedim. Geza ile örnek olay niteliğindeki pazarlama stratejilerinden, sihirli tasarımlarından ve parfüm dünyasını sallayacak
yeni markasından konuştuk.
Fotoğraf: Sandra Ludewig - www.sandraludewig.com
Berkan: Röportaj teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim Geza.
Ülkemizde daha önce bulunup bulunmadığından ve Türkiye hakkında neler
düşündüğünden bahseder misin?
Geza: Üç yıl önce ülkenizde
bulunmuştum. Bir hafta sonu boyunca sadece İstanbul’un bazı yerlerini gördüm.
Şüphesiz büyüleyici bir yer.
Berkan: Parfüm endüstrisindeki ilk bilinen tasarımın olan Diesel -
Diesel’in ardından kariyerinde beş yıllık bir ara var. Sonrasında Clive Christian
ile birlikte çalışman nasıl gerçekleşti?
Geza: Aslında ara yok. 1995
yılında çalışmak için Arjantin’e sonra sırasıyla Singapur ve Londra’ya gittim.
Bu ülkelerde çalıştığında bir sonraki Diesel parfümünü ya da benzer ayarda bir
parfüm yapamıyorsun. Bana seyahat ve yurtdışında çalışma şansı veren yerel
firmalarla çalıştım ve bu şahaneydi. 90’lı yılların sonunda Londra
yakınlarında bir kasaba olan Marlow’da Haarman ve Reimer için çalışırken
şubemize bir kadın geldi ve Clive Christian adında biri için 6 parfüme
ihtiyaçları olduğunu söyledi. Londra’da olan ve iş anlamında benden sonra gelen
Patricia Choux; iki feminen ve bir maskulen parfüm tasarladı, ben de iki
maskulen ve bir feminen parfüm tasarladım. Sonuç olarak gerçek anlamda markayla
bir işbirliğimiz olmadı. Sadece onlar için ısmarlama 6 parfüm tasarladık.
Berkan: Parfüm tasarlama sürecinden ve markaların bu sürece ne kadar
müdahale ettiğinden bahseder misin?
Geza: Bu tamamen markanın yeni
kreasyonundaki konsept yaklaşımına bağlı. Sana nereden başlayacağın hakkında
fikir veren, markanın müşterilerini tanıtan bir bilgilendirme yapılması ideal
olandır. En iyisi de tasarımcı veya sorumlu ekibin tasarım süreci boyunca
seninle beraber çalışmasıdır. Bazen de sadece tek bir kelime yeterli oluyor. Örneğin
burada yani Almanya’da bir mücevher tasarımcısı olan Saskia Diez benden iki
parfüm tasarlamamı istemişti ve bana sadece “gümüş” ve “altın” dedi. Bu
yeterliydi.
Berkan: Tek bir markayla çalışmayı seçecek olsaydın bu hangisi olurdu ve
neden?
Geza: Bunun benim kendi markam,
Escentric Molecules olacağı açık.
Berkan: Neredeyse bütün tasarımlarını denedim ve birçoğu da koleksiyonumun
birer parçası. Eğer günün birinde modern parfümerinin gelişimi ile ilgili bir
şeyler yazacak olsaydım, mihenk taşları senin tasarımların olurdu.
Alçakgönüllülüğü bir kenara bırakırsan bunun hakkında ne söyleyebilirsin?
Geza: Bunu duymak beni gururlandırdı
ve bu tam da bizim ulaşmak istediğimiz şey. Klasik koku yapısı anlayışından
uzakta belirgin olarak farklı ve daha modern parfüm çözümlerine doğru yönelmek…
Herhangi bir iyi parfümörün bunu şimdiye kadar yapabileceğine fazlasıyla ikna
olmuş durumdayım ancak parfümör, parfüm evlerinin hala işlemeye devam ettiği klasik
yapıya sıkışıp kaldıysa bunu yapamaz. Ben kendimi olabildiğince bu endüstriden
uzaklaştırmaya ve parfüm hakkındaki paradigmalarımı yıkmaya zorladım.
Berkan: Sentetik hammaddeleri harikulade kullanıyorsun. Şu ana kadar Iso
E-Super, ambroxan ve vetiveryle acetate’ı kitlelerle tanıştırdın. Geriye kalan
bir gizli silahın daha var mı?
Geza: Evet var! Korkarım
bundan fazlasını açıklayamam. Yakında göreceksin!
Berkan: Seçim yapmak gerçekten zor ama Ormonde Jayne - Ormonde Man &
Woman ikilisi ve Clive Christian X benim için öne çıkıyor diyebilirim. Peki ya
senin kendi tasarımların arasından favori parfümlerin neler?
Geza: Favori parfümümün henüz
çıkmadığını düşünüyorum fakat çok kısa bir süre içinde piyasada olacak. Bize üç
ay ver… Mark Buxton, Bertrand Duchaufour ve ben ortalığı sallayacak yeni bir
niş markayla geliyoruz (Geza inanılmaz değerli bir bilgi verdi…)!
Bahsettiğin üç parfüm de
oldukça özgün tasarımlar. Sadece X for Men’i Clive Christian’a verdiğim için
pişmanım. Tasarımcılarıyla çok az, hatta hiç iletişimi olmayan bir marka böyle
bir parfümü hak etmiyor. Linda’nın (Linda Pilkington - Ormonde Jayne) bütün
parfümlerinin üzerinde çalışmak harika çünkü istediğini yapmakta tamamen
özgürsün. (daha da sevmiyorum Clive Christian’ı… Geza’yı sinirlendirmişler!)
Fotoğraf: Berkan Başoğlu - instagram.com/gurmekokular
Berkan: Neredeyse hiçbir parfümüm Escentric 01 ve Molecule 01 kombinasyonu
kadar çok iltifat toplamıyor. İkilinin yarattığı harika bir aura var ve yakına
kim gelirse büyüleniyor. Yoksa Patrick Suskind’in “Perfume” romanındaki gibi
bir parfüm mü yaratmaya çalışıyordun?
Geza: Grenouille’in esansı bir
fantazi. Feromonal etkileşimin astronomik karmaşıklığını kimyasal ve biyolojik
olarak nasıl anlayabileceğimiz hala yıldızlarda saklı. Bu konudaki kanaatim
ise; hayatım boyunca bunu gerçekleştirdiğimi hayal bile edemeyeceğim yönünde.
Vücudumuzun diğer bölümlerinden farklı olarak, burnumuzun nasıl çalıştığını
tamamen anlamamız, ancak sosyal etkileşimlerimizin yardımıyla gerçekleşebilir.
Dolayısıyla Suskind’in kahramanının kokusunun kopyasının yakın zamanda elde
edilebileceğini düşünmüyorum. Buna rağmen Molecule 01’in vomero koku organında
fiziksel bir etkiye sahip olduğu kabul edilebilir. Koklama duyusuna ait sistemi
bir yana bırakırsak; bu durumun bir benzeri, feremonal faaliyetlerimiz için de
geçerli. Değerli Alman koku araştırmacısı Hanns Hatt’ın, birlikte davet
edildiğimiz bir paralel oturumda ifade ettiği gibi, Iso-E Super vomeronasal
organımızı gıdıkladığı için bu kadar başarılı bir ürün oldu. Umarım haklıdır!
Berkan: Escentric Molecules bana göre gerçek bir pazarlama başarısı.
Göreceli olarak yüksek fiyat etkiletli, sade şişelerde tek notadan oluşan
parfümler delilik gibi görünüyor ama bunu başardın! Tüm bu konsept sana mı ait
yoksa bir pazarlama ekibiyle birlikte mi çalışıyorsun?
Geza: Tüm bunları yapan bir
avuç kişiyiz. Bir grafik tasarımcı, satışlarla ilgilenen bir hanımefendi, ürün süreçleriyle
ilgilenen biri, bir muhasebeci ve ben.
Berkan: Birbirini tamamlayan parfümler yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
(Escentric Molecules parfümleri Molecule ve Escentric olarak iki farklı şekilde
pazarlanıyor)
Geza: 17-18 yaşlarımdayken
erkek arkadaşlarımın çoğu çok tatlı, ağır ya da gereğinden çok meyveli olduğunu
düşündükleri için parfüm kullanmazlardı. Iso E-Super’i ilk kokladığımda jeton düşmüştü. Böylelikle neden önceden birçok parfümü sevdiğimi
anladım. Neredeyse Iso-E Super’in içeriği, beğenime benim yerime karar
veriyordu. Sonraki adım devam etmek için oldukça basitti… 1990 yılının
sonbaharında Iso-E Super’ı kullanması için bir arkadaşıma verdim ve şehirdeki
en sevdiğimiz bara gittik. Bir kadının gelip de “kim bu kadar güzel kokuyor?” demesi 10
dakika aldı. İltifat eden kadın, Tresor ve Fahrenheit kullandığını söylemişti.
İkisi de tamamen ayrı uçta parfümler olmasına rağmen ortak noktaları %20 hatta
%25 oranında Iso-E Super barındırmalarıydı. Sanırım parfümlerimin temeli atılmıştı…
Escentric serisini paralel parfümler olarak sunmak için bahsi geçen molekülleri
geleneksel yaklaşımla nasıl ele aldığımı gösterdim. Örneğin üst nota ve
misk gibi balzamik içerikler kullandım. Oldukça tekdüze ilerleyen yapıda basit olanı
(Molecule) veya biraz daha “parfüm” gibi olanını (Escentric) seçebilirsin.
Berkan: Molecule 1 ve Molecule 2’yi favori parfümlerimle birlikte
kullanmaya bayılıyorum. İkilinin parfümlerin etkisini daha da arttırdığına
inanıyorum. Aslına bakarsan parfümleri tasarlayan kişiden onay almak için
söyledim bunu :) Doğru yolda mıyım?
Geza: Her iki ürünün tek
başlarına anlam ifade ettiklerini düşünsem de parfümleri karıştırmana ya da
beraber kullanmana engel olmam. Escentric ve Molecule’ü beraber kullanarak
temelde içeriğinde %65 oranında Iso-E Super olan Escentric 01’e biraz daha
fazla Iso E-Super eklemiş oluyorsun. Bence kesinlikle sakıncası yok.
Berkan: Escentric Molecules serisi için kapak kullanmamayı “kolaylıkla tercih
edilebilsin ve her zaman kullanılabilsin” diye seçtiğini okumuştum.
Escentric Molecule serisi gerçekten de kararsız kaldığımda kullanmayı tercih
ettiğim güvenli parfümler. Ancak Kinski’nin onlardan farklı olarak, kullanmak
için belirli bir modda olunması gereken parfümlerden olduğunu düşünüyorum. Buna
göre, Kinski’yi kapaksız yapmanın nedeni diğer parfümlerinde uyguladığın
pazarlama stratejisine bağlı kalmak mı yoksa onu da Escentric Molecules serisi
gibi “rahatlıkla kullanılabilen” bir parfüm olarak mı görüyorsun?
Geza: Hayır. Kapak
kullanmıyoruz çünkü kötü görünüyorlar! Hem pratik bir yönlerini görmüyorum hem
de ürünlerimiz minimalistik bir konsept üzerine kurulu. Ürünlerimizin 30ml alüminyum
kaplı versiyonlarını çıkardık ve seyahat edenler için koleksiyona mükemmel bir
ekleme oldu. Kinski gerçekten de oldukça kavramsal bir parfüm. Adamın kendisiyle
dolu (ünlü aktör Klaus Kinski’den bahsediyor)! Nişin de nişi (tam olarak böyle
dedi :)) bir parfüm ve Escentric Molecules yaklaşımıyla pek ilgisi yok.
Fotoğraf: Berkan Başoğlu - instagram.com/gurmekokular
Berkan: Birisi hakkında düşünmek ve tasarım yapmak kreatif direktör
kiralamaya benziyor. Kinski’nin ardındaki konseptten bahseder misin?
Geza: Adamı al ve şişenin
içine koy… Deri, hayvansal notalar, belli belirsiz bir deniz notası,
uyuşturucular, şarap ve adrenalin!
Berkan: Ormonde Man kritğimde parfüm için “yeni açılmış kalemle erkeğin
portresini çizmek” yazmıştım. Ormonde Man’in oldukça sıra dışı bir parfüm
olduğunu düşünüyorum. Ne istediğini Linda Pilkington mı tarif etti, yoksa
tasarım sürecinde tamamen özgür müydün?
Geza: Linda’nın tüm parfümleri
ortaklaşa yaratıldı. Tasarım sürecinde oldukça yakın çalıştık. Ormonde Man, “black hemlock absolute” (kuzey
Amerika’da yeşiten bir ağaç) üzerine kurulu bir tasarım ve Ormonde Woman için
de aynısını kullandık.
Berkan: Biehl için yaptığın tasarımların sanal ortamda hak ettiği değeri
görmediğini düşünüyorum. Oysaki GS02 ve GS03 dâhice tasarlanmış parfümler. Bu
durum canını sıkıyor mu?
Geza: Hahah hayır, hiç de
değil. Kontrol edemeyeceğim bir durum için neden canımı sıkayım? Bu arada
GS01’i de tekrar dene. Parfümün tatlı bir hikâyesi var. Güneydoğu Asya’daki ve
90’lı yıllarda Singapur’da çalıştığım dönemdeki seyahatlerimin anılarını
içeriyor temel olarak. Ferah/baharatlı ve kremsi notaların, bir fiske Molecule
01 ile harmanlandığı olağandışı bir kombinasyon.
Berkan: Gourmand veya Arap tarzı oud kullanımı olan trendy parfümler
tasarlamıyorsun (çok da iyi yapıyorsun). İlerde bir tane görür müyüz?
Geza: No gourmands, no oud
(çevirseydim etkisini kaybederdi :)).
Berkan: Sırada röportajlarımın klasik soruları var. Kendi tasarladıkların
dışında en sevdiğin parfümler nelerdir? En iyi 5 listeni öğrenebilir miyim?
Geza: Alliage (Estée Lauder),
No. 19 (Chanel), Feminite du Bois (Shiseido), Giorgio (Giorgio Beverly Hills),
Anais Anais (Cacharel), Jil Sander Man I - Man Pure (en iyi deri parfümü
olduğunu belirtiyor), Eau Sauvage (Christian Dior) ve Anteaus (Chanel).
Berkan: Hangi parfümü tasarlamış olmayı dilerdin?
Geza: Bu soruyu hiçbir zaman
cevaplamıyorum. Üzgünüm…
Berkan: Bugün hangi parfümü kullandın?
Geza: Bu soruyu da
cevaplamıyorum.
Berkan: Cevapların için teşekkür ederim. Son soru geliyor! Escentric Molecules
ülkemizde oldukça popüler ve markan günden güne daha çok dikkat çekiyor.
Türkiye pazarından beklentilerin nedir?
Geza: Diğer ülkelerde olduğu
gibi Escentric Molecules’un Türk insanını mutlu edecek ve birbiriyle
tanışmasını sağlayacak (!) potansiyeli var. Eğer bir parfüm, insanın yabancı
birine duyduğu sempatiyi ifade etmesi için ona yardımcı olabiliyorsa, bu
inanılmaz!
La Via Del Profumo by Abdessalaam Attar'ı hiç duydunuz mu?Parfümlerini çok merak ediyorum,özellikle Milano Caffe'yi.
YanıtlaSilMarkadan haberdarım ama daha önce hiç denemedim. Doğal parfüm hadisesini kendime yakın bulmadığımdan, La Via Del Profumo denemek için uğraş verdiğim markalardan olmadı.
YanıtlaSil