“Adana’nın kebabı, Çorum’un leblebisi, Kütahya’nın çinisi,
Afyon’un kaymağı, Amasya’nın elması, Van’ın kedisi, Bursa’nın kestanesi,
İstanbul’un ise parfümü…“ şeklinde devam edebilseydi keşke cümle. Yine de belli
mi olur, belki o günleri de görürüz...
Grasse, asırlardır parfüm endüstrisinin merkezi konumundaki
Fransız şehri. Peki ya kökeni 16. yüzyıla kadar uzanan Osmanlı döneminde
üretilen parfümlere sahip çıkılsaydı, güzel kokulara bu denli düşkün kültürümüzün de en önemli miraslarından biri haline gelemez miydi parfüm üretimi? Pek
tabi gelirdi… Zararın neresinden dönsek kar değil midir?
Bugüne kadar süpermarket pazarına hitap eden markaların
dışında gerçek bir parfüm markasına sahip olamadık. Büyük olasılıkla İstanbul da
hiçbir zaman parfümü ile meşhur bir şehir olamayacak ama en azından bu
topraklardan çıkan ve dünya pazarındaki
güçlü rakiplerle boy ölçüşebilecek bir niş parfüm markamız var artık!
Nishane’nin sektöre atıldığı ilk zamanlarda yazdığım tanıtım yazısı markanın gelişimi hakkında birçok bilgiyi barındırdığı için tekrara
girmeden, göğsümü kabartan ve içlerinden birkaçı çoktan günlük rotasyonuma
girmiş olan Extrait de Parfum Collection hakkındaki
düşüncelerimi aktaracağım.
Yeni bir marka için biraz fazla gibi duran 16 referanslı bir
koleksiyon ile dünya pazarına açıldı Nishane. Her biri Extrait de Parfum
konsantrasyonunda olan (%30 oranında parfüm) parfümlerin büyük çoğunluğu için
ustaca harmanlanmış ve genel olarak performansı yüksek tasarımlar diyebilirim.
Extrait konsantrasyonunda çalışmanın zorluklarının üstesinden başarıyla gelmiş,
geniş yelpazede bir tasarıma imza atmış Nishane ekibi.
Her bir Nishane parfümünün İstanbul’dan ilham alan benzersiz
birer hikâyesi var. Tıpkı şehrin kendisi gibi, kültürel farklılıklar
harmanlanmış ve parfüm severlerin beğenisine sunulmuş durumda. Koleksiyonda yer
alan her bir parfüm 1’den 16’ya kadar numaralandırılıyor. Serinin ilk
parfümleri genel beğeniye hitap eden güvenli tasarımlarken, 9 numaradan
başlayan kırmızı seri çiçeklerin yorumlandığı duygusal kompozisyonlardan
oluşuyor. Siyah renkli son dörtlüde ise ortalık ciddi kızışıyor. Niş parfüm mü dendi? Tam yerindesiniz!
1. WŪLÓNG CHÁ, çok sevdiğim çay notası üzerine kurulu turunçgil
deskteli ferah bir parfüm. Yaz gelse de doya doya kullansam dediğim şahane
tasarım, koleksiyondaki favorilerimden biri. Heeley - Menthe Fraiche ve
Parfumerie Generale - Harmatan Noir kafasında parfümlerden hoşlananların, Wūlóng
Chá’yı sıcak havalarda baş tacı yapacağını düşünüyorum.
2. AMBRA CALABRIA tatlı amber ve bergamot hâkimiyetinde naif
bir parfüm. Bergamot gibi uçucu bir notayı neredeyse Xerjoff’lar kadar uzun
süre kompozisyona hapsedebilmiş Nishane. Tene yakın kalmayı tercih etse de
özellikli bir turunçgil - amber parfümü arayışı varsa mutlaka denenmeli. Köşeli
karakteri yontulmuş Bois 1920 - Sushi Imperiale olarak değerlendiriyorum Ambra
Calabria’yı.
3. BOSZPORUSZ, boğazın nefis kokusunu sadece deniz havasıyla
değil, bütün olarak yosunuyla bile ele alan ferah bir parfüm. İtalyanlar
fabrika gibi deniz temalı parfüm yaparken üç tarafı denizlerle çevrili
ülkemizden de tarzın büyük oyuncuları olan Heeley - Sel Marin, Profumi del Forte -
Tirrenico ve Il Profvmo - Aria di Mare’ye rakip bir tasarım var artık. Parfümün
başları deniz yosunu dolayısıyla biraz zorlayıcı olsa da bir süre sonra hissedilen
koku tek kelimeyle harika. Performans olarak da rakiplerine fark atacak bir tasarım
Boszporusz.
4. PASIÓN CHOCO seride beni derinden etkileyen iki parfümden
biri. Etraf birbirinin kopyası tatlı parfümlerden geçilmezken Pasión Choco,
çarkıfelek meyvesi desteğinde şahane bir gourmand. Kahve, karamelize greyfurt
ve bitter çikolata desem yeterince iştah açar mı? Yüksek performans değerleri
ve harman kalitesiyle başyapıt düzeyindeki bir parfüme imza atmış Nishane.
5. SANTALOVÉ ylang ylang ve vanilya desteğinde etkileyici bir
sandal ağacı parfümü. Başlarda parfümün karakterini ylang ylang oluştursa da
ortalara doğru hikâyeye dâhil olan sandal ağacı hakimiyeti ele geçiriyor.
Feminen hissiyatıyla serinin en net tasarımları arasında Santalové.
6. SPICE BAZAAR, Kapalı Çarşı’dan ilham alan zengin bir baharat
parfümü. Ortalara doğru derinliği artan ve ilgi çekici hale gelen parfüm,
Amouage tarzı baharat kullanımı ve kültürel yansımalarıyla serinin öne çıkan
tasarımlarından biri. Yabancı konuklara verilecek yeni hediye artık belli!
7. MÚNEGU ilk denediğim andan bu yana favorim olan Nishane
parfümü. Genel beğeniye hitap düzeyi yüksek olmasa da paçuli sevenlerin baş
tacı yapacağı, odunsu notalarla desteklenmiş usta işi bir kompozisyon. Doğru
pazarlama aktiviteleri ile tarzında zirveye oynaması kaçınılmaz. Birkaç ay önce
şöyle yazmışım: “Bir de paçuli tabanlı
parfümleri var ki, son yıllarda denk geldiğim en başarılı parfümlerin arasına
kafadan girer, imza parfümü olur!”
8. SULTAN VETIVER bergamot ve portakal çiçeği ile desteklenmiş
ferah bir vetiver yorumu. Ortalık vetiver parfümünden geçilmediği için, vetiver
temalı bir parfümün benden geçer not alması için oldukça özgün olması
gerekiyor. Bu nedenle Sultan Vetiver bana göre sadece yüksek kalitede bir
vetiver parfümü…
9. TUBERÓZA, geniş koleksiyonlarda kullanmayanı dövdükleri (!) nota
olan sümbülteber etrafında dönen temiz bir çiçek parfümü. Parfümü pazardaki
rakiplerine kıyasla farklı bulmasam da kadın kullanıcılardan tam not aldığını
belirtmem gerekir. Test ekibime (itiraf ediyorum, iş arkadaşlarım) selamlar ;)
10. DUFTBLÜTEN tam bir zaman makinası. Hem 80’li yılların
şiprelerinin hem de günümüz tütsülü çiçek parfümlerinin aynı potada
harmanlandığı yenilikçi bir tasarım. Keskin osmanthus ve meşe yosununun ise hiç
mi hiç şakası yok!
11. VJOLA’yı hüzünlü iris olarak tanımlıyorum. Menekşe, müge ve
vanilya desteğinde ruh haline göre kullanılacak bir parfüm Vjola. Özellikli
tasarımlara imza atmanın zor olduğu bir tarzda dikkat çekeceğine inandığım bir
çiçek yorumu yapmış Nishane.
12. ROSA TURCA serinin miras taşıyıcıları arasında. Isparta
gülünün kullanıldığı Rosa Turca, beni cezbeden bir gül parfümü olmasa da özellikle
Avrupa’lı parfüm severlerin beğenisine hitap edecek bir kompozisyon. E bu topraklardan çıkan
parfüm evinin de gül parfümü olmazsa olmazdı!
13. SUÈDE ET SAFRAN, Tom Ford - Tuscan Leather’ın açtığı yoldan
ilerleyen safran destekli bir süet deri parfümü. Tarzı sevenler için Extrait
konsantrasyona sahip Nishane yorumunun ilginç bir deneyim olacağını düşünüyorum.
Extrait de Parfum koleksiyonundaki tüm parfümlerin yer aldığı numune seti
14. PACHULÍ KOZHA derin ve cüretkâr bir tasarım. Deri, tütsü ve
paçulinin balla harmanlandığı, deyim yerindeyse cinsel içerikli bir parfüme imza atılmış. Maison Francis Kurkdjian - Absolue Pour le Soir’ın yeni rakibi belli! Dikkatli kullanmak gerekiyor ;)
15. MŪSĪQÁ OUD, odunsu notalarla desteklenmiş gerçek bir oud
parfümü. Pazardaki sentetik oud kullanımının aksine, son derece kaliteli ve
yoğun bir oud parfümüne imza atmış Nishane. Dipten gelen amber ve safran da
kompozisyonu daha da ilgi çekici hale getiriyor. Birbirinin aynı oud yorumlarından bıkmış usanmışken ilaç gibi geldi Mūsīqa Oud.
16. AFRIKA-OLIFANT için saldırmaya hazır bir hayvan desem korkar
mısınız? Serinin en zor parfümü, kirli açılışını atlattıktan sonra kedi kadar
uysal ve onun kadar nankör. Hem çekingen hem de küstah! Mona di Orio - Cuir,
Masque - Montechristo ve Histoires de Parfums - 1740 tarzındaki kirli
parfümlerin artık yeni bir suç ortağı var...
NOT: Nishane’nin 16 parfümlük yeni koleksiyonu, 50ml Extrait
de Parfum formatında şubat ayı içerisinde Harvey Nichols İstanbul ve Ankara’da
düzenlenecek lansmanlarda satışa sunulacak. Belki de herkesten önce Gurme
Kokular okuyucuları Nishane parfümlerini test etme imkânı bulur ;) Facebook
sayfasını takipte kalın…