17 Ekim 2014 Cuma

Mona di Orio - Cuir

Geride bir takım değerler bırakabilen insanları şanslı sayıyorum. İsimleri nesiller boyu hatırlanacak ve bıraktıkları ile anılacaklar… Çocuk yaşta idolüyle tanışma ve onun yanında çalışma fırsatını yakalayan Mona di Orio, genç sayılabilecek yaşta hayata gözlerini yuman parfüm dünyası için değerli bir isim. Efsane statüsündeki parfümör Edmond Roudnitska’nın yanında mesleğin inceliklerini öğrenen ve bağımsız temellerde kendi tarzını yaratan Mona, kendi adını taşıyan parfüm evini hayata geçirdikten sonra, nesiller boyu hatırlanacak tasarımlara imza attı.

Cuir, üretimde olan Mona di Orio parfümlerinden en cüretkar olanı. Odak grup görüşmeleri ve sayısız kullanıcı testlerinden sonra piyasaya sürülen ana akım parfümlerle alay edercesine özgürce yaratılmış, satış kaygısı taşımayan asi bir tasarım.

Pelin otu ve kakule ile oldukça sert açılıyor Cuir. Ardıçtan gelen belli belirsiz tatlılık biraz olsun havayı yumuşatıyor. Başlangıçta tadımlık hissedilen yeşil notalar da Mona’nın doğaya olan sevgisini betimliyor.

 Mona di Orio

Yeşil hissiyatın etkisini kaybetmesiyle kakulenin desteğinde karakteristik bir castoreum ve deri parfümü oluyor Cuir. Castoreum adı verilen kunduz yağı, Cuir’e hayvansı bir hissiyat katarken özgünlüğünü pekiştirmiş. Birçok kullanıcı için de parfümü hem zor hem de çekici kılan nokta tam olarak bu. Sev ya da nefret et hadisesi…

Caron - Tabac Blond ve Robert Piguet Bandit’in açtığı yoldan ilerleyen farklı bir parfüm tasarlamış Mona. Cuir için “kül tablasına yatırılmış deri” tanımlamasını yapabilirim. Kim böyle kokmak ister ki, itici bir şey tarif ediyorsun diye düşünenler varsa Mona’nın farkı nu noktada hissediliyor. Uç noktada gezinen riskli notalardan sanat eseri yapmanın tarifini gösteriyor yetenekli parfümör.


Ortalardan sonra parfüm dümdüz ilerliyor. Saatler içinde bazen çekici bazen de itici olabiliyor. Kişilikli, ruh hali seçen, kıyafet beğenmeyen bir parfüm tasarlamış Mona. Cuir tam bir deri ceket - kirli sakal parfümü… Gömlek üzeri kazak giydiğim günlerde parfümü taşıyamadım desem yeridir. Şöyle bir resim canlanıyor gözümde;


Cuir sadece soğuk havalarda kullanılmasını önerdiğim bir parfüm. Yoğun ve koyu hissiyatıyla sıcak havalarda bunaltıcı olacaktır. Parfümün kalıcılığı oldukça iyiyken, fark edilirliği ortalamanın altında seyrediyor. Deri ve sigara kokusunun karışımının gün boyu bağırmasını da kimse istemezdi diye düşünüyorum. Dolayısıyla Cuir’in kalıcılık ve fark edilirlik değerlerini kendi sınırlarında dengeli buluyorum.

Tanımlama çekici geldiyse Cuir, soğuk havalar için göz önünde bulundurulması gereken farklı bir alternatif. Değerli dostum Olivier Durbano ile yaptığım röportajda da sıkça adı geçen Mona, parfüm dünyası için büyük bir kayıp. Neyse ki bıraktığı mirasla yıllarca hatırlanacak. Cuir gibi cüretkâr bir parfümün ya da Vanille benzeri bir gourmandın kolay kolay tasarlanacağını sanmıyorum. Rahat uyusun...



Hiç yorum yok

Yorum Gönder

© Gurme Kokular - Niş Parfüm Yorumları / Röportajlar / İzlenimler
Maira Gall