Niş parfümler; seçkin AVM mağazalarında satılan parfümlerden
tutun da butiklere özel parfümleri, hatta küçük bir atölyede harmanlanan ve sadece
internet üzerinden satışa sunulan tasarımları bile kapsayabilen ucu açık
ürünler. Dolayısıyla niş parfümler hakkında yazarken, korunması gereken önemli
bir denge var. Zaman zaman nispeten popüler markalara yer verirken, zaman zaman
da ulaşılması zor, sadece meraklı tayfanın peşinden koşacağı markalardan
bahsediyorum.
Bruno Acampora, kökeni 1974 yılına uzanan ve esansiyel
yağlar üzerinde uzmanlaşmış bir niş parfüm evi. Kısıtlı dağıtım ağı ve saf
parfüm kullanımının popülaritesini giderek yitirmesinden dolayı nispeten küçük
bir marka olan Bruno Acampora’yı, özellikle eski tarz kadın parfümleri konusunda
oldukça başarılı buluyorum. 1970’li yıllarda ürettikleri parfümleri reformulasyona
uğramadan halen ürün gamlarında tutmaları ve farklı konsantrasyonlarda pazara
sunmaları, markanın köklerine ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor. Nero, Bianco
ve Volubilis gibi son yıllarda ürettiği parfümler ise günümüz parfüm trendlerine uyum
sağlayan, başarılı tasarımlar. Her iki dönem parfümlerini de takdir ettiğim
Bruno Acampora, benim gözümde İtalya’dan çıkan en özel parfüm evlerinden biri…
Nero markanın yeni yüzü olarak nitelendirdiğim, dikkat çekici
Bruno Acampora parfümleri arasında yer alıyor. Erkeğe de, kadına da yakışan
cesur bir kompozisyon!
Yves Saint Laurent’in kült haline gelen parfümü M7’ın açtığı
yolda ilerleyen birçok tasarım var. Bundan 14 yıl önce oud gibi zorlayıcı bir
notanın, kitlelere hitap etmesi için tasarlanan ana akım bir parfümde
kullanılması cesaret işi… Dolayısıyla, M7, halen birçok niş markaya bile ilham
kaynağı olan parfüm dünyasının mihenk taşları arasında yer alıyor. M7’ın
bıraktığı yerden bayrağı hakkıyla taşıyan en popüler isim ise şüphesiz
Nasomatto - Black Afgano…
Muhtemelen bu adam Black Afgano yazısı hazırlarken hatları
karıştırıp Nero yorumuna yazdı diye düşünüyorsunuzdur… Karışıklık yok... Sadece sonda
söyleyeceğimi başta söyledim! Aynı Carner Barcelona - Cuirs, Les Liquides
Imaginaires - Fortis ve LM Parfums - Black Oud gibi Bruno Acampora - Nero da,
M7’ın açtığı yolu, 8 şeritli otobana çeviren Black Afgano’nun izinden giden
etkileyici bir parfüm.
Andy Warhol tarafından çekilen Bruno Acampora portreleri
Bolca safranla açılıyor Nero. Yoğun ve etkileyici bir başlangıç… Saf parfüm konsantrasyonundaki bir parfümden beklenen etki hemen hissediliyor. Neredeyse karizmatik bir safran diyeceğim… Parfümün harmanında oud yer almasa da Black Afgano benzerliği ilk dakikalardan itibaren dikkat çekiyor.
Parfümlerin konsantrasyonları arttıkça faz geçişleri uzar. Daha açık anlatmam gerekirse, Eau de Cologne konsantrasyonundaki bir
parfüm birkaç dakika bile geçmeden orta notalara geçebilirken extrait ya da saf
parfümün gelişimi çok daha yavaş olmaktadır. Dolayısıyla Nero’nun safran
yoğunluğunu uzun süre hissetmek mümkün. Sonrasında ise sedir ve pürüzsüz
kullanılan paçuli safrana eşlik ediyor.
Nero'yu günlük kullanılabilecek bir parfüm olarak görmüyorum.
Daha doğrusu saf parfüm konsantrasyonundaki neredeyse hiçbir parfümü günlük
kullanımda düşünemiyorum… Parfümü kullanırken hem doz ayarına hem de hava
sıcaklığına dikkat etmek gerekiyor. Sonbahar ve kış ayları, bu özel tasarımın
kullanımı için en uygun zamanlar…
Kullanım esnasında zaman zaman hissedilen şahane bir sandal
ağacı kullanımı var Bruno Acampora’nın mirasını devam ettiren Nero’nun...
Miskle birleşen sandal ağacı, kremsi sandal ağacı parfümlerine örnek olacak bir
kullanım sergiliyor. Tatlı notalarla etkileyici olmak ne kadar kolaysa
odunsularla da bir o kadar zor tarzındaki düşünceyi yerle bir eden bir parfüm
tasarlanmış… Her iki cinsiyete de uygun olması da bir başka artı!
Nero, şimdilik (ilerleyen zamanda diğer parfümleri gibi Eau
de Parfum konsantrasyonunda da üretilebilir) sadece 10m ve 20ml’lik şişelerde
esansiyel yağ olarak satılmakta. Dolayısıyla kullanım şekli, alışılageldik
spreyli parfümlerden biraz daha farklı. Yoğun yapısından dolayı boyuna ya da
bileklere sürülecek az bir miktar, saatlerce devam eden etkileyici bir serüvene
çıkış bileti niteliğinde… Parfümün kalıcılığı da fark edilirliği de son derece
yüksek. Bütün bunlar bir de harmanın etkileyiciliğiyle buluştuğunda, övgü toplamak
işten bile değil…
Fotoğraf: www.gettingcheeky.com
Black Afgano ile aynı tarzda ancak taklit olmanın çok
ötesinde bir odunsu misk parfümü Nero. Yoğun konsantrasyonuna rağmen değişken
yapıda ilerlemesi de Bruno Acampora’nın esansiyel yağ konsantrasyonunda
parfümlerdeki ustalığını yansıtıyor. Günümüz parfüm trendleriyle geleneksel
esansiyel yağ kullanımını bir araya getiren Nero; parfüm merakını hobi haline
getirmiş tayfanın peşinden koşacağı nitelikte, ustalıkla harmanlanmış bir
parfüm.
Türkiye'de alabileceğimiz herhangi bir satış noktası var mı ?
YanıtlaSilMaalesef Bruno Acampora Türkiye'de bulunmuyor...
YanıtlaSilMerhaba Berkan Bey, yazılarınızı keyifle takip ediyorum. Sayenizde birçok kaliteli parfüm sahibi oldum, ki körlemesine aldım hepsini ama hiç yanıltmadınız beni. Yazıdaki şu kısmı tam anlayamadım: "M7’ın açtığı yolu, 8 şeritli otobana çeviren Black Afgano’nun izinden giden etkileyici bir parfüm." Afgano bende kullanıyorum kendimce çok sevdiğim ama zor bir koku olduğunu düşünüyorum. Genel olarak yoğun hatta aşırı yoğun bir öd kokusu ve hafif deri algılayabildim. Tabi yazını merakla beklediğimi de söyleyebilirim.
YanıtlaSilArda
Teşekkür ederim Arda Bey. Mutlu oldum!
YanıtlaSilM7, oud kullanımının ilk ve en güzel örneklerindendi. Black Afgano da oud kullanımının son derece modern bir örneği. Arap parfümleriyle özdeşleşmiş bir nota ancak böylesine güzel yorumlanabilir...
Black Afgano'yu değil ama başka bir Nasomatto'yu yazmayı düşünüyorum ilerleyen günlerde ;)
Yazınızda geçen LM parfüms Black Ud parfümü kullandıysanız yorumunuzu bekliyorum, en merak ettiğim parfüm evi.
YanıtlaSilBlack Oud, bolca M7 etkili, Nasomatto Black Afgano'yu andıran bir parfüm. Biraz daha naif ve kolay kullanılabilir diyebilirim. Tarzı seviyorsanız peşinde koşmaya değer bir tasarım...
YanıtlaSil