Le Labo 2006 yılında New York’ta kurulan bir niş parfüm evi.
Amerikalıların niş parfüm pazarından pay kapma çabalarının en büyük
aktörlerinden olan Le Labo, şöhreti gün geçtikçe yayılan bir marka. Maurice
Roucel, Mark Buxton, Alberto Morillas, Annick Menardo, Yann Vasnier ve Daphne
Bugey gibi sektörün en ünlü parfümörleriyle çalışıyor olmaları da Le Labo’nun gücüne
güç katan en önemli unsur.
Le Labo, Frederic Malle’a benzer şekilde, satış noktalarında
belli koşulların sağlanmasını isteyen bir marka. Markanın satıldığı butiklerde laboratuvar benzeri
bir köşe yer alıyor ve müşteri parfüm satın almak istediğinde esans ve
seyrelticiler satış esnasında karıştırılarak parfüm isme özel paketleniyor.
Kişiye özel, doğa dostu sunumların markaya kazandırdığı artı puan oldukça
fazla.
Le Labo, parfümlerine içeriklerindeki bileşen sayılarından
ve en yoğun hissedilen notadan oluşan isimler vermekte. Bergamote 22 de
markanın bergamot temalı Daphne Bugey tasarımı. Birkaç yıl öncesine kadar Rose
31, Santal 33 veya Oud 27 gibi tartışma yaratan Le Labo parfümlerinin yanında esamisi
bile okunmayan Bergamote 22, son dönemde oldukça popüler. Ben de yıllar önce
deneyip, pek bir şey hissetmediğim parfüme yeniden bir şans vermek istedim.
Greyfurt, portakal çiçeği ve bergamotla başlıyor Bergamote
22. Transparan ve kaliteli bir açılış… Temiz temiz kokuyor parfüm. Tek bir
zorlayıcı nota kullanmamış Daphne Bugey.
Bergamote 22, bergamot temalı yaz parfümlerine herhangi bir
yenilik katmıyor. Yalnızca kaliteli ve transparan olarak nitelendirebileceğim
bir kompozisyon. Bu bağlamda, etrafta yazılan çizilenlerin etkisinde kalmadan,
sıradan ancak kaliteli bir parfüm olduğunu bilerek denemek, “ay kolonyaymış bu”
ya da “bu muymuş sürekli iltifat alan parfüm” şeklinde düşünmeyi bir nebze
engelleyecektir.
Basit bir harmanı var Bergamote 22’nin. Açılıştan birkaç
dakika sonra vetiver, bergamot ve portakal çiçeğine eşlik ediyor. Bu noktada parfümün
tek albenisi kaliteli ve doğal olması… Sonrası mı? Keşke olsaydı…
Bergamote 22, ilk yirmi dakika oldukça iyi, sonraki yirmi
dakika da sadece iyi hissettiriyor. Parfümün bir saat sonrası için de bir
şeyler yazmak isterdim ama maalesef yok… 1 saatin sonunda 3cm uzaktan Bergamote
22’nin kokusunu alabilenler canlılar, şu an K9 kampında eğitim görmekte.
Daphne Bugey’ın Dsquared2 ve Issey Miyake’den alışkın olunan
transparan tarzı Bergamote 22’de de net olarak gözlemleniyor. Şahane koku,
zayıf performans… Parfümün kendini ancak sıcak yaz günlerinde gösterebildiğini
düşünüyorum. Kalıcılık değerleri ısının yükselmesiyle daha da düşse de fark
edilirliği arttığı için parfüm kullandığını bir nebze olsun hissedebiliyor
insan.
Bergamote 22, hem kadının hem de erkeğin güvenle kullanabileceği,
etkileyici olmaktan ziyade temiz kokmak isteyenlere uygun bir parfüm. Ancak belli
ki Daphne Bugey, saat başı parfümünü tazeleyip, ilk ayı çıkaramadan şişenin
dibini görmeyi sorun etmeyen kesim için tasarlamış Bergamot 22’yi…
Hiç yorum yok
Yorum Gönder