Parfüm koklamayı duygulara dokunmak olarak tanımlıyorum. Çok
bilindik notalar, alışılagelmişin dışında olmayan bir tarzda yorumlansa bile,
bazen hafif hafif gelen bir koku dokunuyor duygularımıza. Eskilere götürüyor ve o döneme
ait bir şeyler çağrıştırıyor... Hayal gücüyle
sınırlı bir zaman yolculuğuna çıkış bileti oluyor koklanan parfüm.
Nobile 1942, adından da anlaşıldığı gibi geçmişi 1942 yılına
dayanan İtalya’nın köklü niş parfüm evlerinden biri. Dağıtım ağlarının
kısıtlılığından, fazlaca bilinen bir
marka olmasalar da klasik İtalyan tarzını en iyi şekilde yansıtmaları ve
nispeten doğal içerikler kullanmaları nedeniyle saygı duyduğum bir parfüm evi.
Markanın günümüzde üretimde parfümlerinin büyük bir kısmını tasarlayan isim Marie
Duchene’nin özellikle kadın kullanımına uygun tasarladığı parfümlerini oldukça
başarılı buluyorum. Cafe Chantant ise Mathieu Nardin tarafından tasarlanmış.
Cafe Chantant, Nobile 1942’nin günümüz parfüm trendlerine de başarıyla uyum sağladığını gösteren gourmand olarak tanımlayabileceğim, feminen tarafa yakın 2013 çıkışlı vanilya parfümü. İsmini popüler şarkıların çalınıp söylendiği eski Fransız kafelerden alan Cafe Chantant, tarza yenilik getirmese de kalitesi ve hissettirdikleriyle markanın öne çıkan tasarımlarından biri.
Kırmızı meyveler ve vanilya ile başlıyor Cafe Chantant.
Fazla tatlı olmayan, dengeli bir başlangıç... Cafe Chantant'ın daha ilk dakikalardan
derin bir parfüm olduğunu belli ediyor. Etkiletici ve doğal!
Cafe Chantant’ın harmanındaki vanilya kullanımı, sevdiğim
tarzda kafası dumanlı ve çok katmanlı. Uzun uzun içime çekesim geliyor... Meyve
kokularıyla aram iyi olmadığı halde kırmızı meyvelerin kompozisyonla uyumunu da
şahane olarak nitelendiriyorum. Klasik çizgilerinden uzak bir kompozisyon
yaratan Mathieu Nardin, farklı bir tarzda da gayet güzel bir iş çıkarmış.
Kırmızı meyvelerin geri çekilmeye başlamasıyla çiçekler
ekleniyor harmana. Net olarak algılanmayan pudramsı çiçekler, Cafe Chantant’ın
feminen yönünü arttırıyor. Gizemli bir kadını anımsatıyor bana. Hüzünlü havası
olan bir kadın…
Cafe Chantant sadeliğiyle etkileyici olabilen bir parfüm.
Zorlamadan güzel kokuyor. Tarzından dolayı sadece kış aylarında kullanımı uygun
gibi gözükse de doğru dozajla sıcak günlerde bile bunaltıcı olmayacak kadar
transparan bir kompozisyon.
Sonlara doğru Cafe Chantant’ın içeriğinde benzoin (aselbent
reçinesi) ve pudralı gourmand’ların olmazsa olmazı misk hissediliyor. Vanilyanın
hâkimiyet sürdüğü tahmin edilebilir bir parfüm Cafe Chantant. Yine de ince
işçiliği üst düzey olan sade bir mücevher misali, sıradan bir tasarım olduğunu
söyleyemem…
Cafe Chantant hem yüksek fark edilirlik değerine sahip hem
de geçtiği yerde iz bırakan bir parfüm. Transparan yapısıyla günlük kullanımda dahi
bunaltmıyor. Kalıcılığı da oldukça iyi olunca, birçok kullanıcının parfümden
beklentisını faylasıyla karşılayan bir tasarım olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Cafe Chantant uçlarda gezen bir parfüm değil. Kilian - Back to Black veya Keiko Mecheri - Loukhoum Eau Poudrée tarzında derinliği olan
pudramsı parfümleri sevenler Cafe Chantant’a da kayıtsız kalmayacaktır. Tarzdan
hoşlanan ancak yoğun bulanlar için de kolay kullanılabilir bir parfüm tasarlamış Nobile 1942.
Cafe Chantant, feminen tarafı ağır bassa da uniseks
kullanıma uygun olarak gördüğüm güzel bir parfüm. Tarzına farklılık getirmeyen, ancak girişte bahsettiğim gibi duygulara dokunan naif bir parfüm arayışı varsa, Cafe
Chantant sadeliği ve doğallığıyla güvenli bir liman.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder