31 Temmuz 2014 Perşembe

Frédéric Malle - Musc Ravageur

Bazı parfümler hakkında yazarken çok zorlanıyorum. Özellikle karmaşık duygular beslediğim tasarımlar için hazırlık yaparken uzun bir süre düşünüyorum ve bu süreçte parfümü tekrar tekrar kullanıyorum. Bazen yazıyı bir kenara koyup aylarca beklettiğim bile oluyor. Yeniden döndüğümde mutlaka bir yerlerini değiştiriyorum. Demek ki hala parfümörün anlatmak istediklerini tam anlayamamışım diye düşünüyorum…

Frederic Malle niş parfüm dünyasının en iyi bilinen markalarından biri. Noir Epices yazımda tanıttığım markanın özenle tasarlanmış geniş bir ürün gamları var. Koleksiyonlarının en radikal parçalarından biri ise kesinlikle Musc Ravageur!


Musc Ravageur; çıkış yılı itibariyle birçok gourmand parfüme ilham veren, karmaşık bir kompozisyon. Parfümü tasarlayan isim; Gucci - Envy, Serge Lutens - Iris Silver Mist, Hermès - 24 Faubourg ve Rochas - Rochas Man gibi referans parfümlere imza atan Maurice Roucel. En cesur ve en farklı parfümünü Frederic Malle için yapmış usta parfümör.

Maurice Roucel’i, modern parfüm anlayışının gelişmesini sağlayan en önemli parfümörlerden biri olarak görüyorum. Iris Silver Mist ile topraksı iris, Rochas Man ile lavantalı kahve, Musc Ravageur'la da karanfilli ve vanilyalı bir misk tasarlayan usta parfümör, klasik parfüm anlayışının oldukça uzağında olduğunu her fırsatta belirtmiş durumda… Son yıllarda tasarladığı parfümleri oldukça sıradan bulsam da Maurice Roucel’in sektöre kattığı değerden ötürü bendeki kredisi sonsuz.

Yıllar oldu Musc Ravageur’la tanışalı, hala anlayamadım desem yeridir… Ortamlardaki “en seksi parfüm” listelerinin kadrolu elemanı Musc Ravageur ile uzatmalı sevgili misali bir küs, bir barışık ilişki içindeyim… Sevdiğim kesin de; onunla mı, yoksa onsuz mu daha iyiyim bilmiyorum…

Guerlain Shalimar’ın açtığı yolda ilerleyen Musc Ravageur kadına da erkeğe de yakışan cesur bir kompozisyon. Hissettirdikleri günden güne, sıcaklığa ve ruh haline göre değiştiği için farklı zamanlarda tekrar tekrar denenmesi gereken bir parfüm olarak görüyorum Maurice Roucel’in sıra dışı tasarımını.

Lavantanın farklı karakter kattığı vanilya ve miskle bir açılıyor parfüm. Etkileyici, şok eden ve dedikleri kadar seksi bir başlangıç… Absolue Pour le Soir’da bahsettiğim hayvansal hissiyat, Musc Ravageur’ın tanışma anını zorlayıcı hale getiriyor. Kiminin koklamaya doyamadığı, kiminin de katlanamadığı kutuplu bir giriş yapmış Maurice Roucel.

Musc Ravageur’un ortalarına gelindiğinde başlardaki zorlayıcı notalar yerlerini karanfil ve tarçına bırakıyor. Vanilya öncülüğünde sımsıcak ilerliyor parfüm… Alttan alttan gelen bir de sandal ağacı var ki, muhtemelen Frederic Malle’a, Musc Ravageur’ın piyasaya çıkışından yıllar sonra tasarlatacağı Dries Van Noten için ilham kaynağı oluyor!


Frederic Malle'ın diğer parfümleri gibi, Musc Ravageur da ustaca harmanlamış parfüm olduğunu düşünüyorum. Sadece her zevke uygun değil… Açılıştaki lavanta ve ortalardaki karanfil; ruh haline, sıcaklığa ve ortama göre “fazla” gelebiliyor. Güzel bir şarkının değişik miksaj tekniğiyle, midleri özellikle farklılaştırılmış sanki… Sonuç; kayıtla ilgilenenler için ders niteliğindeyken, standart dinleyiciler için sadece “farklı”...

Musc Ravageur, sonlara doğru referans gösterebileceğim, miskle desteklenmiş bir vanilya parfümüne dönüşüyor. Ne baştaki hayvansı hissiyattan ne ortalardaki baharatlardan eser kalmıyor. Parfümün kalıcılığı oldukça iyi olduğundan son faz da alabildiğine uzun sürüyor. Yeri gelmişken, Musc Ravageur’ın fark edilirliği de yabana atılacak cinsten değil!

Musc Ravageur’ın başları; lavantalı, hayvansı hissiyatı olan bir misk; ortaları karanfil ve tarçın; sonları ise vanilya, vanilya ve vanilya… Parfümün üç fazı da, ayrı temalarda farklı parfümler olarak piyasaya sürülebilecek nitelikte. Musc Ravageur’daki sorun da tam olarak bu… Kimi zaman başlarına tahammül edemezken sonları aklımı başından alıyor, kimi zaman da sonlara geldiğinde fazlaca vanilyadan bunalmış oluyorum.


Musc Ravageur ile benzediğini düşündüğüm iki parfüm var. İlki, MR’a göre hayvansal hissiyatı daha baskın, MR’ın amberli yorumu diyebileceğim Parfumerie Generale - L'Ombre Fauve. İkincisi ise lavanta - vanilya kombinasyonuna takmış olan Maurice Roucel’in tasarladığı bir başka parfüm olan Helmut Lang - Eau de Parfum. Helmut Lang, MR’a göre daha kolay kullanılabilen, tatlılığı daha az ancak fark edilirliği oldukça düşük bir parfüm. Üretimi durdurulduğu için bulmak da oldukça zor…

İsmi markanın önüne geçmiş bir parfüm Musc Ravageur. Dolayısıyla ortamlarda yazılan çizilenlerden etkilenip de beklentiye girmek son derece doğal… Yıllardır devam eden uzatmalı ilişkimizin özeti olarak, Musc Ravageur’ı artistik açıdan sanat eseri olarak görsem de kolay kullanılabilir bulmuyorum. Yine de koleksiyonda bulundurup ara sıra koklamak bile bu hobiye gönül veren birini mutlu etmeye yetecektir diye düşünüyorum.

Koleksiyon merakı yoksa denemeden, hatta mümkünse numune ya da dekant edinip bir süre test etmeden alınmasını önermediğim parfümler listesinin en tepedeki isimlerinden biri Musc Ravageur… Her ruh halinin parfümü değil!

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Floris - Mahon Leather

Floris 1730 yılında İngiltere’de kurulmuş bir marka. Bir diğer İngiliz kökenli parfüm evi olan Penhaligon’s gibi, eski tip berber kokularının ağırlıklı olduğu bir ürün gamları var. 1700’lü yıllarda üretilen parfümlerini bile hala üretmeye devam Floris, eski parfümlerinin yanı sıra günümüz parfüm trendlerine uygun parfümler de üreterek markanın devamlılığını sağlıyor. Floris’in şu an üretimde olan koleksiyonunun büyük bir bölümünü sıradan ve eski kafa bulsam da, markanın yeni dönem parfümleri arasında ilgimi çeken tasarımları var. Mahon Leather, bana göre serinin en farklı ve karakteristik parfümü.

Floris parfümlerinin birçoğunun aksine karanlık ve zengin bir yapısı olan Mahon Leather; Chanel – Cuir de Russie, Caron - Tabac Blond ve Knize – Ten’in öncüleri olduğu çiçeksi deri parfümlerinin modern bir örneği.


Iris, vetiver ve turunçgillerin desteğinde deri ile açılıyor Mahon Leather. Etkileyici ve sert bir başlangıç… İçkiyi andıran, “boozy” bir açılış olduğunu söylesem yeridir. Turunçgiller dakikalar içerisinde etkisini kaybedip yerini tamamen deri ve çiçeklere bırakıyor.

İris ve menekşe deriye çok yakıştığını düşündüğüm çiçeklerdir. Hafif buruklukları ve naif yapılarıyla deriyi tamamladıklarını düşünürüm. Floris de derinin yanında tercihini iristen yana kullanmış. Öyle de güzel yakıştırmış ki, en iyi yardımcı oyuncu ödülü almaya yakın bir kullanım sergilemiş…

Mahon Leather’ın ortalara doğru safran ve yasemin hissediliyor. Iris’in köşelerini yumuşattığı deri, safranın da desteğiyle, iyiden iyiye pürüzsüz bir hal alıyor. Kullanımı zor bir nota olan derinin ne kadar zarif yorumlanabileceğini göstermiş Floris. Derinin çiçeklerle işlendiği tekniği anlatan belgesel tadında bir parfüm olmus Mahon Leather


Parfümün ilk dakikalarından itibaren tonka fasulyesinin harmana kattığı kararında bir tatlılık var. Bahsettiğim bu tatlılık; deri ve iris gibi kuru notaları dengeliyor ve Mahon Leather’ı gourmand bir parfüm kadar tatlandırmasa da deyim yerindeyse kuru ve buruk hissiyatı kırıyor.

Mahon Leather’ın içeriğinde bulunan odunsu notalar da tek tek hissedilmeseler de parfüme derinlik katan değişken yapıyı beraberinde getiriyor. Baştan sona ustaca harmanlanmış bir sanat eseri tasarlamış Floris. Mahon Leather ile ilgili içime sinmeyen tek bir husus bile yok desem yeridir…

Çiçeksi deri tarzının ilk örneklerini bir kenara koyarsak, Parfum d`Empire - Cuir Ottoman iris ve deri kombinasyonuyla Mahon Leather’a en çok benzettiğim parfüm. Cuir Ottoman, Mahon Leather’a nazaran tatlılığıyla gourmand tarafa göz kırpan ve kış aylarında kullanımı daha uygun bir parfüm. Çiçeği burnunda Amerikalı niş marka Arquiste’in Aleksandr isimli parfümü ise Mahon Leather’a benzettiğim bir diğer parfüm. Aralarında Cuir Ottoman kadar yakınlık olmasa da deri kullanımları ve iris yerine menekşe ile desteklenmiş çiçeksi bir deri parfümü olması Aleksandr ile Mahon Leather’ın yollarını kesiştiriyor.


Mahon Leather, çoğunlukta olan Eau de Toilette konsantrasyonundaki Floris’lerin aksine Eau de Parfum konsantrasyonuna sahip. Floris'in floral deri yorumunun kalıcılığı oldukça iyiyken fark edilirliği ortalamanın biraz üzerinde seyrediyor. Fazlaca “ben buradayım” diyen bir tarzı olmasa da bu naif parfümü gün boyu hissetmek oldukça keyifli!

Floris, parfümlerini çoğunlukla erkek ve kadın diye ikiye ayıran bir marka. Mahon Leather, markanın Private Collection adı altında uniseks olarak pazarlanan parfümlerinden biri. Çiçekler maskülenliği, deri ve odunsu notalar ise feminenliği dengeliyor... Çok sıcak günler hariç neredeyse dört mevsim kullanılabilecek, imza parfümü niteliğinde bir kompozisyon Mahon Leather.


Uzun süredir Cuir Ottoman tarzı modern gerçekçi bir deri parfümü arıyordum... Mahon Leather, beklentilerime cevap veren, ustaca harmanlanmış rafine bir parfüm. Ofis ortamında bile bunaltmayacak karakteristik bir deri parfümü arayışı varsa Mahon Leather peşine düşmeye değer bir seçenek.

24 Temmuz 2014 Perşembe

Nishane - Méditerranée

Bir ülkenin ekonomisi, üretebildiği oranda (eğer petrol çıkmıyorsa!) güçlüdür. İthalat - ihracat dengesini gösteren dış ticaret açığının büyümesi, üretimin azaldığının ve dış kaynaklara olan bağımlılığın arttığının göstergesidir. İklimi ve bitki örtüsü sayesinde tarım ve hayvancılığın cenneti olan ülkemizde; meyveyi, sebzeyi ve hatta eti bile ithal eder hale gelmiş olmamız, yakında toplu iğne bile üretemeyen ekonomilerin başına gelene benzer şeyler yaşayabileceğimizin acı bir göstergesi…

Nishane, tanıtım yazısında da bahsettiğim gibi ilk Türk niş parfüm markası. Üstelik yalnızca sunum ve fiyatlandırmayla değil, ürün kalitesinden marka kişiliğine kadar “niş marka” olmanın bütün gereklerini hakkıyla yerine getiren, çiçeği burnunda bir parfüm evi. Dolayısıyla Nishane’yi sırf etnosentrik düşünceyle bile desteklenmesi gereken bir marka olarak görüyorum.


Méditerranée, bu toprakların ilk niş parfüm evi Nishane’nin Akdeniz’i yorumladığı doğal bir turunçgil parfümü. Cologne Parfumée serisinin, Eau Classique birlikte yaza en uygun gördüğüm üyesi…

Mandalinanın ağırlıklı olarak hissedildiği turunçgillerle açılıyor Méditerranée. Acılığı tam kararında, dalından yeni kopmuş mandalina, limon ve bergamot… Adına yakışır şekilde Akdeniz bölgesinin turunçgil bahçeleri tasvir edilmiş.

Méditerranée, temiz ve tazelenmiş hissettiriyor… Farklı olmak için harmana zorlayıcı olarak eklenen tek bir nota bile yok. Dalıyla, meyvesiyle Akdeniz’i tasvir ediyor parfüm. Ne eksik ne de fazla!


Méditerranée, doğal harmanına rağmen açılıştaki turunçgillerin canlılığını uzun süre koruyor. Üstelik ne piyasadaki sentetik turunçgil bombaları gibi yapay ne de baştan sona turunçgil kokan parfümler kadar çiğ yapıya sahip bir parfüm değil.

Turunçgil parfümlerinin, ana temaları dışında mutlaka çiçeksi ve/veya odunsu notalarla desteklenmesi gerektiğini düşünürüm. Aksi takdirde parfüm kullanmış gibi değil, üzerime portakal suyu dökmüş gibi hissediyorum... Méditerranée’in ortalarında algılanan yasemin ve gül ile sonlardaki sandal ağacı, parfümün harmanını başarıyla dengeliyor ve gözümde Méditerranée’i “olmuş” bir turunçgil parfümü yapıyor.

Gül yaprağını ezince yeşil hissiyatı olan şahane bir koku yayılır ya,  Méditerranée’in orta notalarında tam da o tarz bir gül kullanımı destekliyor baskınlığı azalan mandalina ve bergamotu. Bu noktada Méditerranée, tarzının referans parfümü olarak gördüğüm Frederic Malle - Bigarade Concentree ile benzerlik gösteriyor. Sonlara doğru BC daha odunsu bir yapıya bürünürken Méditerranée, çiçeklerin yanında sandal ağacı ve belli belirsiz hissedilen amberin oyuna dâhil olmasıyla tenden ayrılıyor.

Turunçgil temalı parfümlerde doğallık ve kalıcılık iki ayrı uçta yer alan kavramlar. Dolayısıyla kullandığım en doğal parfümlerden biri olan Méditerranée’in de birkaç saat süren ortalamanın altında bir kalıcılığı var. Xerjoff - Nio’yu istisna kabul edersek, en sevdiğimiz turunçgil parfümlerini böyle kabul etmedik mi? Gün içinde tazelemek de canlılık ve keyif verdiği için Méditerranée’in kalıcılık değerini hiç mi hiç sorun etmiyorum… Parfümün fark edilirliği de başlarda oldukça iyiyken bir saatin sonuna doğru kademeli olarak düşerek tene yakın devam ediyor.

Dengeli bir turunçgil parfümü Méditerranée. Ortamlarda sıkça konuşulan, bana göre meyve suyundan hallice olan Atelier Cologne - Orange Sanguine’den daha başarılı bulduğum, Frédéric Malle - Bigarade Concentree ile de neredeyse aynı kulvarda gördüğüm güzel bir turunçgil parfümü. E ne de olsa Akdeniz’i tanıyan, bilen ellerden çıkma… 

Her iki cinsiyetin de güvenle kullanacağı, ortam seçmeyen bir parfüm Méditerranée. Amaç ferahlatacak ve her ortamda kullanılabilecek güvenli bir parfüme sahip olmaksa, Nishane'nin Akdeniz yorumu yaz ayları için ideal bir seçenek!

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Nishane - İlk Türk Niş Parfüm Markası

Parfümler hakkındaki düşüncelerimi sanal ortamda paylaşma kararını aldığım günden beri bir Türkiye markası hakkında yazı yazmak aklıma gelmedi. “Parfümü Fransızlar yapar” benzeri saçma bir elitist düşünceye sahip olduğumdan değil… Gerçek bir parfüm markamız olmadığından!

Laf aramızda kalsın, parfüm sektöründeki Fransız hâkimiyeti de gün geçtikçe sallanıyor. Amerika Tom Ford (Private Blend), Bond No. 9 ve Le Labo, İtalya Xerjoff ve Profumum Roma, İngiltere Clive Christian ve hatta Umman Amouage ile parfümün anavatanı önyargısını çoktan kırmış durumdalar… Her ne kadar bahsettiğim parfüm evleri zaman zaman Fransız parfümörler ile çalışsalar da her fırsatta kökenlerini vurgulamaktan çekinmiyorlar. Hal böyleyken “güzel kokmayı” seven ve kokulara bu denli ilgi duyan bir ülkeden, yıllardır tek bir marka bile çıkmaması şaşırtıcıydı…

Nishane, Murat ve Mert isimli iki kafadarın “bize özgü” bir şeylerimiz olsun fikrinden yola çıkarak kurulan bir niş parfüm ve mum markası. İkilinin niş parfümlere olan merakı ve detaycı kişilikleri; isminden logosuna, renginden sunumlarına kadar her şeyiyle üzerinde titizlikle düşünülmüş ve emek harcanmış bir markanın alt yapısını hazırlamış. 

İlgi alanım parfüm olduğundan, Nishane’nin yalnızca satışta olan ve pazara sunmaya hazırlandıkları parfümleriyle ilgili düşüncelerime yer verdim. Ancak eminim ki mumlara meraklı olanlar, Diptyque ve Cire Trudon ayarında olduğunu öğrendiğim Nishane’nin mumlarını takdir edecektir.


Nishane’nin ilk olarak piyasaya sürdüğü "Cologne Parfumée" serisinin tamamı kolonya ferahlığını yansıtan "Eau de Parfum" konsantrasyonunda hoş kokular. Parfümlerin tamamı uniseks kullanıma uygun olarak pazarlanıyor. İtalyan tarzı odunsu turunçgil parfümünün de, Arap pazarını hedef alan tütsülü güllü parfümün de yer aldığı dengeli bir seri ile parfüm sektörüne giriş yapmış Nishane.

Akdeniz narenciye bahçelerinin şişelenmiş hali Méditerranée, değişken yapısıyla İstanbul’un kültürel farklılıklarını yansıtan Eau Istanbul, Acqua di Parma - Lorenzo Villoresi ekolü arasında gidip gelen Eau Classique ve feminen tarafa yakın vanilya, kakao ve çiçek yorumu Cap de Bonne-Espérance serinin öne çıkan parfümleri… Cologne Parfumée serisi, 30 ml ve 250 ml olmak üzere iki ayrı boyda, bir niş markadan beklendiği gibi yüksek kaliteli şişe ve kutu tasarımlarıyla parfüm severlerin beğenisine sunulmuş durumda.

Cologne Parfumée, oldukça kaliteli ve güvenli kompozisyonlara sahip. Ancak ne Nishane’nin hedeflediği gibi fark yaratan ne de dünya genelindeki rakipleri kadar özellikli parfümlere sahip bir seri değil. Daha çok pazar araştırması niteliğinde, nabız yoklayan bir tanışma serisi… Asıl hikâye, İngiliz ve Fransız parfümörlerle çalışılan Extrait konsantrasyonundaki parfümler ile başlıyor!


Nishane’nin ilerleyen zamanda piyasaya süreceği, henüz şişe tasarımlarının ve parfüm isimlerinin bile belli olmadığı Extrait konsantrasyonundaki serisini enine boyuna deneme, hatta birkaçını kullanma fırsatım olduğu için kendimi şanslı hissediyorum... Milli duygulardan bağımsız, son yıllarda denediğim en başarılı serilerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Doğru pazarlama aktiviteleri ve yurtdışında kurulacak geniş bir dağıtım ağıyla Basenotes ve Fragrantica gibi platformlarda isminden bolca söz ettirecek bir markaya sahip olduğumuz için çok da gururluyum. Zira denediğim parfümler, yüksek kaliteli içerikler kullanan ve bunu fiyatlarına yansıtan markalarla aynı kulvarda gösterebileceğim yapıda.

Nishane’nin Extrait konsantrasyonundaki serisinde her zevke hitap eden tasarımlar mevcut. Sıcak günlerde kullanılabilecek yeşil çay temalı parfümden yüksek kaliteli oud’a, topraksı hissiyatlı vetiver’den trendi yansıtan süet deri - safran kombinasyonuna kadar geniş bir ürün gamıyla yurtdışı pazarına sağlam bir giriş yapmaya hazırlanıyor Nishane. Bir de paçuli tabanlı parfümleri var ki, son yıllarda denk geldiğim en başarılı parfümlerin arasına kafadan girer, imza parfümü olur!

 Henüz isimleri bile belli olmayan Extrait konsantrasyonundaki parfümler

Nishane’yi böylesine takdir etmemin nedeni, Türk markası olduğu için ne olursa olsun sahip çıkalım hadisesi değil… Benim için önemli olan, yüksek kalitedeki içeriklerle üzerinde kafa yorulmuş parfümler tasarlamaları ve bunu benimsedikleri felsefeyle birleştirmiş olmaları... Daha da önemlisi Grossmith, Puredistance, Roja Dove veya Xerjoff ile tanıştığımda düşündüklerime benzer şeyler düşündürmeleri...

Süpermarket pazarına hitap eden markaların dışında bırakın niş markayı, gerçek bir parfüm markasına bile sahip olmayan ülkemiz adına Nishane büyük bir gurur kaynağı. Başarılı bir isim, karakteristik bir logo, kaliteli sunumlar ve hatta marka rengi… Nishane’nin marka kimliği ve tüketicinin kafasında uyandırdığı imaj, sektörün en iddialı markalarıyla boy ölçüşebilir nitelikte.


Özetle, yurtdışı pazarda doğuşuna ve yükselişine tanık olacağımız bir markamız var artık. Extrait’ların piyasaya çıkışını beklerken sıcak havalarda Méditerranée ve Eau Classique, bahar ve kış aylarında ise Cap de Bonne-Espérance ve Golfe Arabe tercih edilebilir. Eau Istanbul da yurtdışı ziyaretlerinde ya da yurtdışından gelen misafirlere verilecek anlamlı bir hediye olacaktır. Ne de olsa artık lokum veya baklava dışında “bize özgü” bir şeyler daha var. 

Not: Nishane ürünlerine, markanın Nişantaşı’nda bulunan butiğinden ya da Harvey Nichols - Kanyon mağazasından ulaşılabilir.

Güncelleme: Extrait de Parfum Collection yazısı için tıklayınız.
© Gurme Kokular - Niş Parfüm Yorumları / Röportajlar / İzlenimler
Maira Gall