Markaların yeni pazarlara daha önce üretmediği ürünlerle
girmesine çeşitlendirme adı veriliyor. Örneğin Caterpillar’in iş makinalarından
sonra ayakkabı sektörüne girmesi, çeşitlendirmeye verilebilecek bir başarı
örneği. Markanın müşterilerin gözündeki mevcut imajı, girilen yeni pazar ve
üretilen ürün açısından markaya rekabetçi bir avantaj kazandırıyor.
Parfüm sektöründe yapılan çeşitlendirmeler, çoğunlukla ünlü
isimlerin imajını kullanarak piyasa işi sıradan kokular tasarlamaktan öteye
geçmediğinden pek dikkatimi çekmez. Eau d’Italie de doğuşu çeşitlendirme
sayesinde olan bir niş marka. Ancak birçok parfüm evinden özgün ve kaliteli
işlere imza atmalarından, parfüm işini ne kadar ciddiye aldıkları belli oluyor.
Eau d’Italie, İtalya’da bulunan Le Sirenuse isimli lüks
otelin 2004 yılında yarım yüzyılı aşkın geçmişlerini kutlamak amacıyla
çıkardıkları bir parfümün üzerine doğuyor. Marka, kendini ismini taşıyan ve
İtalya’nın kokusunu yansıtan ilk parfümlerini ünlü parfümör Bertrand
Duchaufour’a tasarlatarak parfüm dünyasına sağlam bir giriş yapıyor. Daha sonra
da Bertrand’ın yanısıra Alberto Morillas, Daphne Bugey ve Jacques Cavallier
gibi isimlerle çalışmaları, markanın sürekliliğini pekiştiren en büyük unsur.
Eau d’Italie’nin klasik İtalyan tarzın yansıtan parfümleri
olduğu gibi, modern parfüm trendlerinde uçlarda bulunan tasarımları da mevcut. Markanın
nitelik açısından zengin ürün gamından, her tarza uygun bir parfüm bulmak
mümkün... Sienne l'Hiver, markanın baş parfümörü sayılabilecek Bertrand
Duchaufour’un tasarladığı, İtalya’nın Sienne kentini anlatan özgün bir parfüm.
Menekşenin baskın olduğu yeşilliklerle başlıyor Sienne l'Hiver.
Yeşil ve etkileyici… Parfümde en ufak yapaylık ya da rahatsız edici nota
algılanmıyor. Tertemiz başlıyor hikâye.
Başlangıçtan bir süre sonra, köşeli bir kokusu olan
sardunya, dik kenarları traşlanmış olarak hissediliyor. Sel de Vetiver yazımda
bahsettiğim bu parfümde de denk geldiğim en yumuşak (smooth aslında) sardunya
kullanımlarından biri mevcut.
Ortalara doğru kuru hissiyatıyla iris’in de hissedilmesiyle Sienne
l'Hiver’in net olarak kır bahçelerini anlatan bir parfüm olduğu anlaşılıyor.
Demek ki Bertrand’ın algısında Sienne böyle bir şehir… Doğayı şahane tasvir
etmiş usta parfümör!
Sienne l'Hiver, başlangıcından sonlara kadar yeşil bir
parfüm. Bertrand Duchaufour’un imzası haline gelen (bir diğer imza notası
kırmızı meyveler) buhur ve laden reçinesi de ara sıra kendilerini hissettirerek
harmana derinlik katıyor. Sonlara doğru menekşe ve sardunya geriye çekiliyor ve
yeşilliklerle iris belirginleşiyor. “Hay” denen kuru otların da iyice
hissedilir hale gelmesiyle, Eau d’Italie’nin doğa tasviri başarıyla
tamamlanıyor.
Bertrand Duchaufour, çok boyutlu parfüm yapmayı seven biri. Sienne
l'Hiver de derinliğe sahip, zamanla oldukça değişen bir parfüm. Faz geçişleri
kullanıcıyı yormadan, gün içinde sıkılmasını engelleyecek nitelikte, son derece
dengeli ayarlanmış. Temponun yükselip düştüğü set misali, iç içe geçen
notalardan biri yükselirken diğeri düşüyor. Sienne l'Hiver’in hikâyesini gün
boyu gözlemlemek mümkünken fark edilirliği ortalamanın biraz üzerinde
seyrediyor.
Sienne l'Hiver tatlılık barındırmayan herbal (otsu mu
diyeyim, bilemedim) bir parfüm. Bu yüzden çok da güvenli bir parfüm olduğunu
söyleyemem ama kesinlikle gizemli bir çekiciliği var! Parfüm unisex olarak
pazarlansa da erkek kullanımına daha yakın buluyorum. Tabi yine de kuru, yeşil
parfümleri seven kadınlar da kendilerine yakın bulabilir. Huzur veren
hissiyatıyla aromaterapi masajı gibi parfüm Sienne l'Hiver.
Her ne kadar Bertrand Duchaufour en sevdiğim parfümörlerden
biri olsa da, kabul etmeliyim ki kendini tekrar eden biri... Özellikle Comme
des Garçons ve L`Artisan Parfumeur için tasarladığı başarılı parfümlerin
varyasonlarına çalıştığı diğer markalarda rastlamak mümkün… Bu bağlamda Sienne
l'Hiver de özellikle son fazıyla L`Artisan Parfumeur - Dzonghka’yı andırıyor. Hatta
yine Eau d’Italie’den Bois d’Ombrie’nin de son fazının Dzonghka’ya gönderme
yaptığını söyleyebilirim.
Sienne l'Hiver farklı bir parfüm. Niş parfüm kullanan
çoğunluğun beklentilerini karşılayacak kadar özellikli, “ne sıktın sen?”
tarzında yorumlar alacak kadar da özgün bir çalışma. En azından Bertrand’dan
başka bu tarzda ilerleyen parfümör olmadığından etrafta duyulması pek de olası
değil… Kuru hissiyatı olan yeşil parfümleri sevenler için giriş, gelişme ve
sonuç bölümleri olan, hikâye gibi ilerleyen bir parfüm Sienne l'Hiver. Herkesin
hoşlanacağı bir yapısı olmasa da seveni için imza parfümü olabilecek bütün
özellikleri barındıran kaliteli bir kompozisyon.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder