Bazı ürünler vardır, tanıtıma
ihtiyaç duymaz... Sahip olanlar ya da deneyenler kulaktan kulağa konuşur... Henüz
denememiş olanların ulaşma isteği, merakı daha da arttırır. Hal böyle olunca beklenti yükselir. Ürünün asıl faydasından çok daha büyük bir beklenti içine girilir... Büyük beklentilerle oluşan şişirme yargı da ilk tanışmada sonucu yaşanacak
hayal kırıklığının olasılığını arttırır.
Rasyonel varlıklar olmadığımız için, kontrol altında tutulması oldukça zor bir kısır döngü olarak nitelendiriyorum bu durumu. Yargıları normalize edebilecek tek güç ise zaman!
Rasyonel varlıklar olmadığımız için, kontrol altında tutulması oldukça zor bir kısır döngü olarak nitelendiriyorum bu durumu. Yargıları normalize edebilecek tek güç ise zaman!
Serge Lutens parfüm dünyasının en
iyi bilinen niş markalarından biri. 80’li yıllarda Shiseido’nun başarıyla
ulaşmasını sağlayan Fransız kökenli Serge Lutens, 2000 yılında yetenekli
parfümör Christopher Sheldrake’i de yanına alarak kendi ismini verdiği parfüm
evini kurar. Dönemin Fransız parfümlerinden farklı olarak yoğun ve baharatlı
tarzıyla kısa sürede diğer markalardan ayrılan Serge Lutens’in, bir kısmı Paris
mağazalarına özel olmak üzere 50’nin üzerinde parfümü mevcut. Birbirinin
kopyası onlarca çeşidi olan parfüm markalarının aksine, bu kadar çok çeşide rağmen
birçok özgün kompozisyona imza atmış olması, Serge Lutens’i parfüm dünyasının
mihenk taşlarından biri yapıyor.
Serge Lutens denince akla gelen ilk isim şüphesiz Chergui. 2000’li yılların başında gourmand tarzına yön veren, niş parfüm dünyasının en ünlü isimlerinden biri. Hatta ünü, markasını bile geride bırakmış bir ürün...
Serge Lutens denince akla gelen ilk isim şüphesiz Chergui. 2000’li yılların başında gourmand tarzına yön veren, niş parfüm dünyasının en ünlü isimlerinden biri. Hatta ünü, markasını bile geride bırakmış bir ürün...
Tütün, bal, amber ve tütsü ile
açılan bir parfüm düşünün. Şişede nasıl durmuş bunca nota belli değil… Saydıklarımın
hiçbiri parfümlerin üst notalarında duymaya alışkın olunan türden notalar
değil. Kullanımı cesaret isteyen, her biri kompozisyonu ayrı ayrı koyulaştırıp gereğinden
fazla karmaşık yapabilecek notalar… Peki, sonuç nasıl? Sonda söyleyeceğimi
baştan söyleyeyim… Başyapıt!
Açılıştan kısa bir süre sonra
tütün yaprağının verdiği yeşillik hissediliyor. İçeriğinden dolayı
şerbet gibi tatlı olabilecek bir parfümü ustaca dengelemiş Christopher
Sheldrake. Parfümün harmanında birbirini bastıran ya da köşeli kullanılan herhangi bir nota hissedilmiyor.
Chergui’nin başlangıcından
itibaren tütün ve tütsünün kattığı derinlik belli oluyor. Çok boyutlu ve her
boyutu ayrı ayrı gelişen bir kompozisyon olarak ilerliyor parfüm. Zaman
geçtikçe de, birbiriyle anlaşması zor olan notalar daha kaynaşıp, yumuşak
bir hava katıyor parfüme. Zengin bir parfüm Chergui!
Christopher Sheldrake; yarattığı
kompozisyonun ortalarında tütün yaprağının hissiyatından ayrı, parfüme yeşillik
katan başka notalar da kullanmış. Böylelikle yoğun tatlılık barındıran başrol
oyuncularının ağırlığını uzun bir süre dengelemiş. Sonlara doğru da yemek
sonrası tatlı misali, balın akıp gitmesine izin vermiş…
Parfümün son fazı, tatlı
parfümlerle arası iyi olmayanların pek hoşlanmayacağı yapıda… Ana karakteri
oluşturan tütün ve balın etkisi sonlara kadar devam ediyor. Ancak tatlılığı
dengeleyen yeşil notalar zamanla etkisini kaybediyor. Bu haliyle bile Chergui,
piyasadaki birçok gourmand’a göre tolerans sınırları içerisinde kalan, rahatsız
etmeyen bir tatlılığa sahip.
Chergui’nin kutusunda yazmayan
ancak bilinmesi gereken bir ön koşulu var. Soğuk havalarda kullanmak,
sıcaklarda erişimi zor olan bir yere saklamak… Bu kadar sıcak notanın bir araya
geldiği bir parfümü sıcak günlerde kullanmak, başyapıt diye tabir ettiğim bir
parfümden soğumaya sebep verecektir. Başyapıt dedim ya, parfümün kalıcılık ve
fark edilirlik değerleri de bu tanımı destekler nitelikte…
Chergui kesinlikle çekici bir
parfüm. Hem de her iki cinsiyetin üzerinde de! Ortamlarda kadınlar da erkekler
de parfümü ayrı ayrı sahiplense de ben hem kullanmaktan hem de kokuyu karşı
cinsin üzerinde koklamaktan oldukça zevk alıyorum. Tütünün erkeğe yakışma
hadisesi bir kenara, kadında da ayrı bir cazibesi olduğunu düşünüyorum.
Chergui, parfüm meraklıları için eşsiz
bir tecrübe olmanın yanında önemli bir koleksiyon parçası. Bir süre
kullanılmadığında kendini özleten, karmaşık ama dengeli yapısıyla genç
parfümörlere ders niteliğinde okutulacak bir başyapıt. Ortamlarda yazılan
çizilenlerin ve belki bu yazının da etkisiyle sihirli bir sıvı beklentisine
girip de hayal kırıklığına uğrarsanız biraz zaman verin… Chergui eninde sonunda
kendini sevdirecektir!
Harika yazınızı okuduktan sonra Chergui en çok merak ettiğim kokular listesine girdi ve bu merakımı gidermek için geçen hafta bir miktar dekant edindim. En çok merak ettiğim koku olduğu gibi, ben de en çok hayal kırıklığı ve mide bulantısı yaratan koku oldu. Parfüm dünyasında çok önemli bir yeri olsa da her koku gibi Chergui de kesinlikle denenmeden alınmamalı.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık...
25 Aralık 2014 11:36
Yorumlarınızda ki muazzam analizleriniz , son derece açıklayıcı.kokuyu duyuyorum neredeyse :)bununla birlikte merakta uyandırıyor.bir süredir edinmeyi düşündüğüm iki kokudan biri chergui diğeri ise ambre sultan.bayan teninde hangisi daha uygundur sizce.teşekkürler....
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. İki parfümü de her iki cinsiyete de eşit mesafede görüyorum. Ancak Ambre Sultan'ın zaman zaman beni rahatsız eden bir yapısı var. Chergui'den yana kullanıyorum tercihimi!
SilÇok teşekkür ederim🙏
SilBi parfum ancak bu kadar güzel ifade edilebilir herhalde bu parfümü yapanlar bile böyle güzel anlatamamıştır yorumun tamamını bile okumadan sipariş ettim yorumu sonra tamamladım bakalım inşallah pişman olmayız teşekkürler
YanıtlaSil