İddialı moda evleri,
defilelerinde günlük hayatta giyilemeyecek kadar farklı ve cesur tasarımlarını
görücüye çıkarır. Kimi zaman amaç belli bir temaya yoğunlaşmakken bazen tek
amaç izleyenleri etkileyerek yeni koleksiyona dikkat çekmektir. Konsept olarak
tasarlanan giysiler, genel beğeniye hitap etmediği için çoğu zaman markanın
butiğinde satışa bile çıkmaz…
Hani “içi dışı bir” diye bir
tabir vardır ya, Comme des Garçons’un içi dışı bir! Japon minimalist tarzını
cesur tasarımlarla buluşturan, samimi bir moda evi CdG. Kıyafet ve parfüm
tasarımları en ufak popülist bir kaygı taşımayan, defilede neyse butikte de o
olan bir marka. Mark Buxton, Bertrand Duchaufour, Yann Vasnier, Antoine Lie ve
Nathalie Feisthauer gibi efsane mertebesinde parfümörlerle çalışmaları da parfüm
işinde ne kadar ciddi olduklarını gösteriyor.
Comme des Garçons, pazardaki en
özgün ve radikal parfümlere imza atmış markalardan biri. Her ne kadar
designer markası olsa da uygulanan pazarlama stratejileri açısından parfümleri,
niş ürünler olarak kabul edilmekte. Zira oldukça farklı tarzları ve
barındırdıkları kalite hissiyatı ile pazardaki designer parfümlerden taban
tabana zıt bir çizgide ilerliyor Comme des Garçons parfümleri. Markanın birçok
parfümünün de yıllar boyu ünlü isimlerin gizli silahı olduğu bilinmekte.
Comme des Garçons, bırakın ana
akım parfümleri, niş parfüm pazarında bile trendleri umursamayan farklı bir marka.
94 yılında piyasaya sürülen ve markanın adını taşıyan ilk EdP, 99 çıkışlı CdG2,
2000’lerin başında çıkan CdG2 Man ve Incense serisi parfüm dünyasına yön veren
kilometre taşları olarak gösterilebilir.
Neredeyse hiçbir CdG, genel
beğeniye uygunluk kaygısı ile tasarlanmamış parfümler. Her biri yaratıldığı
dönemin çok ötesinde, post modern sanat eserleri… Beğenilir ya da beğenilmez
ayrı mesele ancak özgün tarzları ve yüksek kaliteleri ile niş parfüm dünyasının
en çok saygı duyulan markalarından biri Comme des Garçons.
Black’in markasını söylemeden
koklatıp tahmin et deseler, Comme des Garçons ilk etapta söylenecek üç markadan
biri kesinlikle! Tamamen algıyla ilgili koku konusunda belli bir tarz
yakalamak, birçok parfüm evinin peşinde koştuğu ancak başaramadığı bir hadise…
Karabiberli ve tütsülü etkileyici
bir açılışı var CdG Black’in. Tarza alışkın olmayanlar için son derece
şaşırtıcı bir başlangıç. Açıklanan notalarda yer almasa da karanfil kokusu da
oldukça belirgin. Kaynağını algılayamadığım hafif bir tatlılık da ilk şokun
atlatılmasına yardımcı oluyor.
Black, oturmaya başladığında yanık
odun kokuyor. Karabiber ve tütsünün de katkısıyla barbekü sos tadında özgün bir
kokuya dönüşüyor. İsli ve dumanlı, takılmış bir parfüm… Yurtdışında bu kafası
dumanlı, isli tarzı betimlemek için kamp ateşi anlamına gelen “campfire”
kelimesi kullanılmakta. Bizim kültürde öyle kamp ateşi olayına pek
rastlanmadığından mangal/barbekü kokusu olarak tanımlanabilir CdG Black. Resmen karabiberli mangalın kokusu!
Black’ta ara ara gelen deri ve meyan kökü parfüme oldukça özgün bir hava katıyor. Hatta
karanfil gibi resmi notalarda açıklanmasa da paçuli kokusu aldığıma da iddiaya
girebilirim. Sonlara doğru zaten dumanlı olan hissiyat, kor haline gelen kömür
misali ağır ağır uçup gidiyor.
Parfümün fark edilirlik ayarı
oldukça güzel tutturulmuş. Ne tene çok yakın kalıyor ne de avaz avaz bağırıyor… Kilian – Cruel Intentions yorumunda da bahsettiğim
gibi bu tarz kokuların “ben buradayım” diye gezmemesi taraftarıyım. Kalıcılığı
ise EdT olan konsantrasyonuna rağmen oldukça iyi.
İsli, dumanlı parfümlere ilgim
olduğu için, tarzın neredeyse tüm örneklerini denedim ve kullandım. Designer
tayfa henüz dumanlı tarza el atmamışken niş parfümlerde Oliver Durbano - Black
Tourmaline, Naomi Goodsir - Bois d'Ascese, Amouage – Memoir Man, Tauer - Lonestar
Memories, Le Labo - Patchouli 24 ve Profumum Roma – Fumidus, janrın önde gelen temsilcileri arasında. Oldukça sıra dışı bir tarz olduğu için bahsettiğim parfümlerin hepsi
günlük hayatta kullanılabilecek yapıda değil. Özellikle Black Tourmaline ve
Fumidus kullanabilene saygı duyulur! Tayfanın içinde CdG Black’in en çok
benzediği koku ise Bois d'Ascese. BdA için Black’in biraz daha yoğun, daha
baskın barbekü hissiyatlı ve ayyaş (boozy hissiyat!) kardeşi denebilir.
Comme des Garçons öylesine özgün tasarımlara imza atmış bir marka ki, nispeten özelliksiz, genel beğeniye hitap eden bir parfümü piyasaya sürdüklerinde, markanın fanlarından oldukça sert eleştiriler almakta. Amazingreen ve Blue Invasion serisi ile herkesin hoşuna gidebilecek parfümler yaptıktan sonra beğeniye çıkardıkları Black, markanın sıkı takipçilerinin deyim yerindeyse tekrardan gönüllerini fethetti!
Comme des Garçons öylesine özgün tasarımlara imza atmış bir marka ki, nispeten özelliksiz, genel beğeniye hitap eden bir parfümü piyasaya sürdüklerinde, markanın fanlarından oldukça sert eleştiriler almakta. Amazingreen ve Blue Invasion serisi ile herkesin hoşuna gidebilecek parfümler yaptıktan sonra beğeniye çıkardıkları Black, markanın sıkı takipçilerinin deyim yerindeyse tekrardan gönüllerini fethetti!
CdG Black herkesin sevebileceği bir
parfüm değil. Kesinlikle denemeden alınmaması gerekiyor. Öyle “ayh parfümün ne
kadar güzelmiş, tatlı tatlı, ferah ferah kokuyor” tayfadan hiç değil… Kendinden
emin ve farklı tarzı olan biri için imza parfümü olabilecek nitelikte, son
yıllarda tasarlanmış en farklı parfümlerden biri.
Cok iyi yorum. Kulturune ve paylasimina saglik
YanıtlaSilAjmal - Accord Boise,Serge Lutens - Serge Noir ve Comme des Garçons - Black arasında kaldım.Ajmal bir yana Serge Noir ile Black arasında uzunca düşündüm.. Büyük ihtimalle karabiber,tütsü ve deri tercih ettiğimden dolayı Black tercih edeceğim.Yinede fikrinizi alabilirim
YanıtlaSilAjmal'ı denemedim ama Serge Noir ve Black güzel bir ikilem. Artistik açıdan Serge Noir, kullanım açısından Black derim.
Silİksini de almaya karar verdim diyebilirim (:
YanıtlaSilAçılıştaki idrar kokusunu ne veriyor hocam?
YanıtlaSilBugüne kadar denediğim hiçbir parfümde idara benzer bir kokuya rastlamadım. Hiçbir parfüm evi de idrar benzeri bir tasarımla tüketicinin karşısına çıkmaz. Tatsız bir zamanınızda denemişsinizdir diyelim.
Sil