Üst düzey parfüm dünyasının halen en özel sunumlara sahip
markası Frederic Malle. Öyle kuvvetli bir marka kimlikleri var ki, giriş
yapacakları pazarlardaki satış noktalarının yerine getirmesini bekledikleri birçok ön koşul mevcut. Camlı özel
soğutuculardan koku tüneline, parfümörlerin resimlerinin duvara asılmasından
özel stantlara kadar çok ağır şartları bulunmakta. Hal böyleyken Frederic Malle
parfümleri de sadece çok özel satış noktalarında müşterileri ile
buluşabilmekte.
Frederic Malle yıllardır niş parfüm dünyasının en pahalı
parfüm evlerinden biri olma özelliğini korumakta. Ancak sunumlarından
kokularının kalitesine kadar, serinin birçok ürünü müşterisinin katlandığı
maliyetlerin karşılığını veriyor. Popüler niş markaların aksine grey market
(bir nevi outlet pazar) ürünlerinin bulunmaması da markayı özel kılan bir başka
ayrıntı.
Çin mutfağına özgü lezzetler vardır. Acılı ekşili çorba, ballı hardallı ya da tatlı ekşi soslu tavuk gibi… Peki, bayramlarda baklava ile ayran içene hiç rastlamadınız mı? Birbiriyle çelişen ya da zıt iki kavramın bir arada kullanılmasına oksimoron adı veriliyor. Noir Epices da benim için bir oksimoron.
Noir Epices kokladığım en etkileyici açılışlardan
birine sahip. Wow faktör diyip duruyorum ya, işte ondan… Portakal, sardunya
(geranium diye geçer. Birçok karakteristik geranium parfümü denediğim için
artık son derece tanıdık geliyor) ve hafif gülle açılıyor Noir Epices. Gül ve
portakal? Demin bahsettiğim oksimoron hadisesi tamamen bu. Nasıl bu kadar
uymuşlar birbirlerine, nasıl bu kadar etkileyici olmayı başarmışlar, hayret
verici.
Orta notalara doğru muskat ve tarçın kendini belli etmeye başlıyor. Şaşırtıcıdır ki portakal halen eski yerinde… Derken bir yerlerden karanfil kokusu da geliyor. Tek bir parfümde kullanılmış başka bilindik nota kaldı mı? Aşure mi yaptın Michel?
Orta notalara doğru muskat ve tarçın kendini belli etmeye başlıyor. Şaşırtıcıdır ki portakal halen eski yerinde… Derken bir yerlerden karanfil kokusu da geliyor. Tek bir parfümde kullanılmış başka bilindik nota kaldı mı? Aşure mi yaptın Michel?
Sonlara doğru kümülatif olarak ilerleyen notalara odunsuların da eklenmesiyle tam bir cümbüş halini alıyor Noir Epices. Her ne kadar güzel olsa da beni yoran bir parfüm bu... Daha önce bu tarz bir yargım olmamıştı sanırım hiçbir parfüm hakkında.
Noir Epices adı gibi karanlık bir parfüm. Darth Vader’ın çırağı, karanlık taraf portakalı... Portakallı turuncu bir gül.
Frederic Malle parfümör seçimi konusunda son derece titiz. Hatta parfümlerinin sunumlarında parfümörlerin isimlerine yer veren bildiğim ilk parfüm evi. Noir Epices’ın yaratıcısı babası gibi parfüm sanatıyla uğraşmayı seçen Michel Roudnitska. Parfüm dünyasında çığır açan eserler kazandırdığı için Michel’den önce babası Edmond Roudnitska’dan bahsetmekte yarar görüyorum. Dior’u Dior yapan parfümler elbet J’Adore ya da Dior Homme değil; 50’li, 60’lı ve 70’li yıllarda çıkan, vintage şişeleri yüzlerce dolara giden Diorissimo, Eau Sauvage ve Diorella’dır. Bu eserlerin yaratıldığı bir ortamda büyüyen çocuktan da sentetik clubber kokusu beklenmezdi heralde. Babasından çok şey kapmış olacak ki Eau Sauvage’daki doğal turunçgiller tarzında Noir Epices’teki neredeyse her nota tane tane algılanabiliyor.
Özetle Noir Epices benim rahatlıkla kullanabildiğim, kendimi güvenli hissedebildiğim bir parfüm değil. Ancak denediğim ve kullandığım en zengin ve kaliteli harmanlardan biri. Son derece farklı bir tarzı olan ne çok maskulen ne de çok feminen bir koku Noir Epices.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder