- Dominique, çiçekler sende.
- Jean-Claude, turunçgiller ve sucullardan sorumlusun.
- Olivia, o güzel yeşillerinden bir bomba daha istiyorum. L’Artisan’a yaptıklarından bile iyi olsun bak!
- Maurice, takıl sen. Serinin en zorlayıcı parfümünü bekliyorum. Serbestsin…
- Pierre, Kouros ve Cool Water’ı yapmış adamsın. Serinin maskulen best seller’ını yarat bana!
2000’li yılların başında Frederic Malle, en sevdiği parfümörleri yuvarlak bir masa etrafına toplayıp bu konuşmayı yapar. Amaç her tarzdan parfüm severin ilgisini çekip evlerine konuk olmaktır. Sonrasında saatlerini kurup laboratuvarlara dağılırlar…
- Jean-Claude, turunçgiller ve sucullardan sorumlusun.
- Olivia, o güzel yeşillerinden bir bomba daha istiyorum. L’Artisan’a yaptıklarından bile iyi olsun bak!
- Maurice, takıl sen. Serinin en zorlayıcı parfümünü bekliyorum. Serbestsin…
- Pierre, Kouros ve Cool Water’ı yapmış adamsın. Serinin maskulen best seller’ını yarat bana!
2000’li yılların başında Frederic Malle, en sevdiği parfümörleri yuvarlak bir masa etrafına toplayıp bu konuşmayı yapar. Amaç her tarzdan parfüm severin ilgisini çekip evlerine konuk olmaktır. Sonrasında saatlerini kurup laboratuvarlara dağılırlar…
Hikâyenin devamı pazarlama kitaplarında örnek olay olarak
anlatılan cinsten bir başarı süreci. Parfüm severler içinse birçok kulvarda
türünün en iyisi kokularla tanışma fırsatı… Carnal Flower’ın en başarılı sümbülteber-yasemin, Vetiver Extraordinaire’in en rafine vetiver, Bigarade Concentree’nin
en doğal turunçgil parfümü veya Musc Ravageur’un en çok olay yaratan gurme
parfüm olduğunu bu işle biraz olsun ilgilenen kaç kişi inkar edebilir?
Parfüm dünyasının çığır açan maskulenlerini yapan Pierre
Bourdon'un, Frederic Malle için tütsü ve vetiveri bir araya getirerek yarattığı serinin en
maskulen kokusu French Lover. Parfüm, Amerika pazarında ise politik
nedenlerden ötürü Bois d'Orage adıyla pazarlanmakta.
Yoğun olarak biber olmak üzere baharatlar ve tütsüyle
çarpıcı bir açılışı var French Lover’ın. İnsana geçmişte huzur bulduğu anları,
mutlu zamanlarını hatırlatıyor. Frederic Malle’ın bir teknik direktör edayısla
“sizlerden etkileyici açılışlar bekliyorum arkadaşlar” dediği bir sahne canlanıyor kafamda serinin diğer parfümlerini de düşündükçe. Herneyse…
Hani her güzel şey kısa
olur derler ya, French Lover’ın da açılışındaki etkileyici hava son derece kısa
sürüyor. Vetiver yavaş yavaş kokunun geneline hakim olup tarzı bambaşka bir
yere çekiyor. Vetiver kokularının genelde temizliği ve şıklığı çağrıştıran
elegant bir hissiyatı vardır. Uç noktada bir kullanımı olmadıkça “fazlaca ilgi
çekeyim, dikkatler benim üzerimde olsun da herkesi etkileyeyim” tarzında
kokular değildir. French Lover da vetiver oyuna dahil olana kadar hipnotize
edip sonrasında durulan kendi halinde bir beyefendi.
Orta notalara doğru ilerlerken Pierre Bourdon’un erkek
parfümlerinde olmazsa olmazları sedir ve meşe yosunu devreye girip tütsü ve
vetivere eşlik ediyor. Sonrasında ise parfüm odunsu bir yapıda devam edip yavaş
yavaş köşesine çekiliyor.
French Lover kimseyi rahatsız etmeyecek yapıda, kapalı
ortamda güvenli bir parfüm aradığımda elimin gittiği kokulardan. Fark edilirliği
benim standartlarıma göre ortalamanın biraz altında seyrettiğinden çok sık
kullandığım bir parfüm olmasa da koleksiyonumda en azından dekant olarak tutmaktan keyif aldığım elit bir parfüm. Kalıclığına ise ortalama düzeyde seyrediyor
diyebilirim. Gün içinde tazelemek yerinde olacaktır.
Designer tayfadan French Lover’ın benzeri olmasa da,
açılışları çok farklı olmasına rağmen FL’a yakın bulduğum parfüm L’Artisan
Parfumeur – Timbuktu. Özellikle orta notalarda tütsü ve vetiver kombinasyonları
ile Timbuktu, French Lover’ın daha ferah kuzeni gibi. Tarzı seven her iki
parfümü de dönüşümlü olarak kullanmaktan keyif alacaktır.
Başlangıçta neye uğrandığını şaşırtan, sonrasında ise takım
elbiseye bürünen French Lover yıllardır serinin en çok satan maskuleni. Parfümün
günlük kullanımda son derece konforlu, özel zamanlarda ise fazla güvenli kalan
bir tarzı var. Fark edilirliği tolerans limitleri içerisinde kaldığında imza
parfüm arayışına son verebilecek, ne aradığını bilen bir beyefendi parfümü
French Lover.
Muhteşem bir parfüm ama kalıcılık yerlerde.. Kalıcılık sizin için önemliyse ama parfüm de olağanüstüyse alıp almama kakarınız ne olurdu?
YanıtlaSilUzun yıllar ben de bu soruyu kendime sordum. Sonradan belli bir kabul edilebilir performans eşiğim olduğuna karar verdim. "Kolelsiyonda bulunsun" mantığıyla satın almıyorsam günlük kullanım için performans kriterimi karşılamayan parfümleri tercih etmiyorum.
Sil